Page 343 - calisma-ve-sosyal-guvenlik-1
P. 343

50) Bununla birlikte Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 16/09/2010
              tarihli 2010/106 sayılı ve 28/02/2013 tarihli 2013/11 sayılı genel-
              gelerinde, sigortalı kadının doğum borçlanması yapabilmesi için do-
              ğumdan önce Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi
              kapsamında tescil edilmiş olmasının gerekliliği vurgulanmaktadır.
                 51) Yapılan incelemeler kapsamında 5510 sayılı Kanunun 41 inci
              maddesinde  yer  alan  “4  üncü  maddenin  birinci  fıkrasının  (a)  bendi
              kapsamındaki sigortalı kadının, iki defaya mahsus olmak üzere do-
              ğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla hizmet ak-
              dine istinaden işyerinde çalışmaması ve çocuğunun yaşaması şartıyla”
              hükmünün uygulanmasına yönelik işlemlerin sıkça yargıya taşındığı,
              konuya ilişkin yargı kararlarında özetle, “Davacının, gerçekleştirdiği
              doğumlar sebebiyle, ancak doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi
              geçmemek kaydıyla, hizmet akdine istinaden işyerinde çalışmaması ve
              çocuğunun yaşaması şartlarının dışında, başkaca bir şart aranmaksı-
              zın borçlanma hakkına sahip olduğu kabul edilmelidir. (…) Doğuma
              dayalı borçlanma hakkından yararlanabilmek için doğum sırasında ak-
              tif sigortalı olma şartının aranıp aranmayacağı hususunda ise, geçmiş-
              te hizmet akdine dayalı olarak zorunlu sigortalılık tescilinin yapılmış
              olması, bu haktan yararlanabilmesi için yeterli sayılmalıdır.” hükümle-
              rinin yer aldığı görülmektedir.
                 52) Bu kapsamda, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin E:2009/17858
              K:2010/4907,      E:2010/14527      K:2010/12003,      E:2010/6817
              K:2010/14991  ve E:2011/270  K:2011/8973  numaralı kararlarında
              özetle;

                 “…maddi hukukun her zaman, hayatın değişen sosyal akışı içinde
              gelişen tüm olayları ve ayrıntıları kurallaştırma gücüne sahip olmadığı-
              nı dikkate alıp, çıkarlar dengesi ve adalet duygularını gözeterek toplu-
              mun gereksinmelerini karşılamakla yükümlü bulunan yargı organları,
              sigortalıların lehine hükümler içeren düzenlemelerin yürürlüğe girdiği
              durumlarda, kanun koyucunun amacını da gözönünde bulundurarak,
              söze oranla öze üstünlük tanıyan bir yorumla sonuca varmalıdır.
                 53)  Konuyla ilgili olarak 5510 sayılı Kanunda değişiklik yapan
              5754 sayılı Kanuna ilişkin TBMM alt komisyon raporunda bu deği-
              şiklik hakkında, “Ücretsiz doğum ya da analık izin sürelerinin de borç-
              lanılacak sürelerden sayıldığı, bu sürelerde kadın çalışanların doğum




            342   KAMU DENETÇILIĞI KURUMU
   338   339   340   341   342   343   344   345   346   347   348