Page 355 - calisma-ve-sosyal-guvenlik-1
P. 355
95) Gayet yerinde ve gerekli olduğu düşünülen bu uygulama ile bi-
reyin vatani görevini yapma hak ve yükümlülüğü nedeniyle çalışma
hayatına geç girmesi halinde, geçmişteki sigortalılık tescilinin bulu-
nup bulunmadığına bakılmaksızın borçlanma hakkı tanınırken, çeşitli
sosyokültürel nedenlerle özellikle erken yaşta yapılan evlilikler ya da
kişilerin kendi istek ve iradeleri ile çalışma hayatına girmeden önce
gerçekleşen doğumlar nedeniyle çalışma hayatına daha geç başlamala-
rı durumunda, borçlanma hakkından yararlandırılmamaktadırlar.
96) Doğum ve çocuk bakımının önemli bir hak ve sorumluluk oldu-
ğu yadsınamaz bir gerçekliktir. Bu sorumluluğun aynı zamanda devle-
tin de üstlenmesi gereken bir sorumluluk olduğu yukarıda bahsi geçen
yargı kararlarına da yansımış iken, doğum yapması nedeniyle çalışma
hayatına daha geç dâhil olan kadının, sosyal güvenlik alanındaki bir
hakkı kullanamamasının, bundan dolayı da emeklilikle ilgili sürelerini
tamamlayamamasının, kabul edilebilir olmadığı düşünülmektedir.
97) Dolayısıyla doğum borçlanması hakkının sigortalılık tescilin-
den önce gerçekleşen doğumlar için tanınmamasının, başta Birleşmiş
Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası
Sözleşmenin 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında ve 3 üncü maddesinde
yer alan temel ilkelere ve hem Anayasamızın “Başlangıç” bölümünde
yer alan “Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürri-
yetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanması…” ve 10
uncu maddesinde yer alan “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir.
Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu
maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlana-
maz.” ilkelerine, hem de sosyal güvenlik alanında kadın ve erkeklere
eşit davranma ilkesi ile ilgili olarak Avrupa Birliğince yayınlanan direk-
tiflere uygun olmadığı düşünülmektedir.
98) Sonuç olarak, kadınların ailenin, dolayısıyla toplumun
kalkınmasına verdikleri katkıların maalesef henüz yeterince
anlaşılamadığı, kadınların neslin devamındaki önemli rolü-
nün, diğer bir deyişle evlilik ve annelik olgusunun, kadın erkek
arasında etkin çalışma hakkı noktasında, herhangi bir ayırıma
neden olmaması gerektiği, çocukların yetiştirilmesinin ailenin
olduğu kadar aynı zamanda devletin de üstlenmesi gereken bir
sorumluluk olduğu kanaatiyle;
354 KAMU DENETÇILIĞI KURUMU