Page 192 - calisma-ve-sosyal-guvenlik-2
P. 192

Vergi, devletin vatandaşlardan kamu gücüne dayalı ve karşılıksız
            tahsil ettiği bedel olsa da idarece yapılmış olan vergi tahsilatının fazla
            veya yersiz olduğu tespit edildikten sonra bu tahsilât, mükellefler için
            bir “alacak” haline gelmektedir.

               Alacak hakkı mülkiyet hakkı kapsamında kişilerin temel hakla-
            rındandır. Kişiler yanlış veya yersiz vergi tahsilatı nedeni ile belli bir
            süre mülkiyetlerinde olması gereken bir meblağdan kullanma, tasar-
            ruf etme ve harcama şeklinde yararlanma imkânından mahrum kal-
            maktadırlar. Bu süre zarfında enflasyon nedeni ile paranın değerinde
            oluşan aşınma ile mülkiyetin gerçek değeri azaldığı gibi bu mülkiyetin
            tasarruf veya yatırım aracı olarak getirisinden yararlanmak imkânı da
            bulunmamaktadır. Bu şekilde kişiler mülkiyet haklarından mahrum
            edilerek haksızlığa uğratılmaktadır.

               İtiraz konusu düzenleme ile devlet fazla veya yersiz yapılmış tah-
            silâtlar ile hazinesinde tuttuğu meblağı kişilere iade ederken üzerin-
            den uzun zaman geçmiş olsa bile talep tarihinden üç ay sonra baş-
            lamak üzere işleyecek faizi ödemektedir. Düzenleme ile elde edilen
            kamu yararı kamu için öncelikli, genel menfaatleri koruyan, kamu hiz-
            metlerinin sürdürülmesi için zorunlu bir durum arz etmemekte, sade-
            ce devlete başkasının mülkü üzerinde sebepsiz ve karşılıksız biçimde
            tasarruf etme hakkını vermektedir.

               Fazla veya yersiz tahsil edilen vergilerin iadesinde, tahsilâtın yapıl-
            dığı tarih yerine başvuru tarihinden üç ay sonra başlamak üzere işle-
            yecek faizin ödenmesine ilişkin kural, kişinin belli bir dönem için faiz
            gelirinden mahrum kalması sonucunu doğurarak genel yarar ile kişi
            yararı arasındaki dengenin bozulmasına yol açmakta, bu durum hu-
            kuk devletinde korunması gereken mülkiyet hakkının ihlaline neden
            olmaktadır.
               Nitekim Avrupa İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korun-
            masına İlişkin Sözleşme’ye Ek Protokol’ün 1. maddesinde de:
               “Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı
            gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu
            yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası huku-
            kun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakıla-
            bilir.





                                                               KAMU DENETÇILIĞI KURUMU  191
   187   188   189   190   191   192   193   194   195   196   197