Page 128 - calisma-ve-sosyal-guvenlik-3
P. 128
29. Kararımızın 18 numaralı paragrafında yer alan Yargıtay 10. Hu-
kuk Dairesinin kararında görüleceği üzere benzer bir durumda, A.Ş.
kurucu ortaklığı nedeniyle 4/b sigortalısı olduğu dönemde bu şirkete
ait işyerinden 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı çalışma bildirim-
leri yapılan davacı, çakışan döneme ait 4/a sigorta bildirimlerine ait
primlerini talep etmektedir. Bu talebe karşılık yüksek mahkeme ta-
rafından, 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesi gereğince yanlış ve
yersiz alınan primlerin alındıkları tarihten itibaren 10 yıl geçmemişse
hisseleri oranında işveren ve sigortalılara geri verileceği belirtilerek,
5/1/1999 ile 5/1/2009 tarihleri arasındaki döneme ait primlerin iade-
si noktasında, Kurumdan talep tarihi olan 20/2/2009 tarihinden geri-
ye doğru 10 yıllık süreye ait primlerin istirdatının mümkün olduğuna
hükmedilmiştir.
30. Yine anılan Dairenin diğer bir kararı da (19 numaralı paragraf),
zamanaşımının tespitine yöneliktir.
31. Diğer taraftan Türk hukuk sisteminde de benimsenen zamana-
şımı müessesi, 20 21 numaralı paragraflarda yer verilen Anayasa Mah-
kemesi kararları ile açıklığa kavuşturulmuştur.
32. Yine doktrinde de “Türk hukukunda, Avrupa ve modern hukuk
sistemlerinde olduğu gibi, zamanaşımı müessesesinin kabul edildiği, kanun
koyucunun, bir hakkın ilânihaye talep edilmesinin hukukî istikrar ve em-
niyet açısından uygun olmayacağı, toplumdaki huzur ve barışı, düzeni bo-
zacağı gerçeğinden hareket ederek, zamana, alacak hakkını zayıflatan bir
tesir tanıdığı, her ne kadar, zamanın geçmesi ile bir hakkın sâkıt olacağının
kabul edilmesinin, temel hukuk ve adalet hissi bakımından rahatsız edici
olsa da, kanun koyucunun bu konuda tercihini önce alacaklıdan yana, buna
karşılık belli bir sürenin geçmesi halinde ise borçludan yana kullandığı, çün-
kü kanun koyucunun, bir hakkın ilânihaye muallâkta kalmasının, hak sa-
hipleri tarafından iddia ve talep edilebilmesinin, hukukî istikrar, emniyet,
toplum barışı, güven, hukuk ve kamu düzeni açısından çeşitli sıkıntılara
sebep olacağını gördüğünü ve tercihini buna göre belirlediğini, gerçekten
de, kanun koyucu tarafından zamanaşımı ile ilgili hükümler kabul edilir-
ken, toplumdaki ihtilâfların belli bir süre içerisinde halledilmesi, borçlunun
her gün alacaklı tehdidi altında kalmaması, bir ömür alacaklı tehdidi ile
yaşamaması gerekçesinden hareket edildiği, kanun koyucunun, kanunlar-
da, bazı hakların talep edilmesini belirli sürelere bağladığı, belli sürelerle
KAMU DENETÇILIĞI KURUMU 127