Page 50 - ilitam-dergisi
P. 50
İLİTAM DIN EĞITIMI VE ILAHIYAT LISANS TAMAMLAMA PROGRAMI
kullarının da açılmasını sağladık o dönem. Neydi o? İki yıllık meslek okulu. Her
alanda meslek okulu var. “Meslek okulu” dediğiniz nedir? Yani o mesleği pratik
olarak yapmanın eğitimini alan insanlar. Değişik alanlarda vardı bu. Biz de dört
yerde onun açılması iznini almıştık YÖK’ten. Yani imam-hatip lisesinden sonra,
bizim Diyanet mensupları için, iki yıllık bir meslek yüksekokulu. Orada, yaptığı
eğitimin fiili olarak, işte hutbe okutarak, vaazını yaparak vesaire yaparak diğer
teorik dersleriyle beraber bir meslek adamı olsun istedik. Biraz daha örgün eği-
tim içinde yetişsin diye önce onu kurduk. Önce dört tane ilahiyat fakültesin-
de kuruldu bu meslek yüksek okulları. Gelişmiş fakültelerde; birisi İstanbul’du,
Erzurum’du, Bursa mıydı, bir de Ankara’ydı. Ankara açmadı, kendi fakültem onu
açmadı değişik gerekçelerle. Diğerleri açıldı ama senede 50’şer öğrenci alıyor,
50’şer öğrenciden 200 öğrenci.
65 bin din adamını nasıl eğitimle destekleyeceğiz? Birkaç asır lazım bize.
Onun üzerine ön lisans programına geçiş yapıldı. Ön lisans programının hudu-
du yok. Sabahleyin aldığım bilgiye göre, Diyanet personelinin yüzde kaçı denil-
di? Önemli oranda, yüzde 50 civarında elemanı bu eğitimi almış olur. İşte, lisans
tamamlamayla da belki ileride daha derli toplu bir hâle gelinir. Şimdi, bu İLİTAM
denilen şeyin daha yaygınlaştırılması çalışmaları, çabaları var. Bunlar tabii ki
olumlu çabalardır ancak burada bir kısım, sabahki açılış oturumunda Diyanet
İşleri Başkanımızın da dile getirdiği hususlara dikkat etmek lazım. Yani örgün
eğitimle biz bugün istediğimiz noktaya gelebildik mi? Sabahleyin de söylendi,
105 tane ilahiyat fakültesi var bugün. Türkiye’nin 105 tane ilahiyat fakültesinin
hepsi mezun verdiği zaman bu kadar eleman istihdamı söz konusu olacak mı
olmayacak mı; ayrı bir konudur, ayrı bir tartışma konusudur.
Bir başka konu da son yıllarda hem çok üniversite açıldı hem ilahiyat fakül-
tesi açıldı. Benim 2002’de siyasete geçmeden önceki bıraktığım dönemde 23
tane ilahiyat fakültesi vardı. Ondan sonra çok fazla açıldı, üniversite de açıldı,
fakülte de açıldı. Bunların açılmasından hiç kimse rahatsızlık duymaz, duyma-
malı. Fakat şundan rahatsızlık duyulur: Bu fakültelerde, başka fakültelerde ol-
duğu gibi eğitimin kalitesi nedir? Ben, bazen soruyorum, bakıyorum, geliyor
arkadaşlar, işte Iğdır’dan diyelim veyahut da işte söz gelimi söylüyorum “Nasıl
fakülteniz, profesörünüz var mı? diyorum, bir tane oluyor veyahut da olmuyor.
Doçent? İşte, yeni doçent olacak arkadaşlar var. Dönüp bakıyorum gelişmiş
50 OCAK 2020