Page 81 - 6. yılında ombudsmanlık web
P. 81
yelerle yol gösterdiği gibi Mevlâna ve Sadi çizgisinde devlet organları nezdinde halkın
adalet taleplerinin ve insan hakları şikâyetlerinin dile getiricisi ve takipçisi olmuş
bir eylem insanıdır. Manevi nüfuzunu halkın sorunlarının çözümü için kullanmıştır.
Hayatına ilişkin eserlerinde en sık vurgulanan yönlerden birisi, yöneticilere halkın so-
runlarını taşımada ve çözümünü sağlamada etkin bir ara buluculuk rolü oynamasıdır.
Bu da tam da günümüzdeki “halk avukatı” veya “kamu denetçisi” olarak ifade edilen
ombudsmanın misyonuna denk gelmektedir. Zaten bu bilge insanlar devlet adamla-
rıyla olan ilişkilerinin nedenini de söz konusu ombudsmanlık fonksiyonuyla gerekçe-
lendirirler. Şöyle diyor Câmi: “Erdemli ve adaletli hükümdarlara yakınlık, zeki ve aydın
olanların bildiği üzere din ve dünyayla ilgili bazı hedeflerinin gerçekleştirilmesi iç ve
dış mutluluk için bir araçtır. Böylece talihsizlere yardım ve zavallılara aracılık edilir.”
Onun, devlet adamlarına yönelik, mağdurlar adına ve lehine, onların sorunların
çözümlemesini, asayişin sağlanmasını, vergilerin affını amaçlayan çeşitli başvuruları
vardır. İsimsiz bir muhataba gönderdiği bir mektupta da şehirdeki asayiş konusunda
halkın şikâyetlerini şöyle dile getiriyor: “Uygun görüldüğü takdirde şunları cömert ve
adaletli emir hazretlerine iletin ki bir ihtimal ki kendisi Müslümanların durumunu dü-
şünür, piyadeler, nalbantlar ve benzerlerinden askere alınmış külhanbeyi ve serseriler
takımı şehrin üzerinde iyice kontrolü ele geçirmişler ve kimseden hesap sorulmadan
nice kanlar akmıştır. Dün gece onlardan bir grup fakirlerin yerleştiği bir türbeye girdi ve
birinin üzerine kılıç darbeleri indirdi. O kişi şimdi ölüm döşeğinde yatıyor. Tüccarların
taciz edilmeyeceğine dair bir mesajın gönderildiği doğrudur ve nitekim, onlardan ba-
zısı azar azar şehre dönmüştür fakat onlardan kesilen bu tarz haraçlar yüzünden şimdi
geri döndüklerine pişmandırlar. Hiçbir sınır gözetilmiyor ve en ufak bahaneyle büyük
miktarlarda haraç kesiliyor. Bütün bunlar emir hazretlerine –Allah onun adaletini ve
cömertliğini devam ettirsin- kötü şöhretten başka bir şey getirmeyecektir. Kısacası
kimse Müslümanların durumunu düşünmüyor, herkes kendi kazancının peşinde.” Hü-
seyin Baykara döneminde Câmi, şeyhülislam payesini almış olmasına rağmen resmî
olarak görev yapmamıştır. Öğretim üyeliği, eser telifi ve toplumun kamu makamla-
rı nezdindeki taleplerin aracısı yani ombudsman olarak çalışmalarını sürdürmüştür.
Câmi ömrünün son çeyreğinde hacca gitmeye karar verdiğinde insanlar kendisinin
halkın sorunlarını takip etmek suretiyle, onların haklarını elde etmesini sağlamasının
100 kere yayan olarak hacca gitmek kadar sevap olduğunu söylemişlerdir. Bununla
ona icra ettiği fonksiyon itibarıyla yerinin doldurulamayacağını düşünerek bu kararın-
dan vazgeçirmeye çalışmışlar. Câmi bu talebe nükteli bir cevap verir: “Şimdiye dek çok
yayan hac yaptık, yorulduk. Bundan böyle de bir de binekle hac yapmak niyetindeyiz.”
Sonuç olarak, görüldüğü üzere Kamu Denetçiliği Kurumu bize ve medeniyetimi-
ze yabancı bir kurum değildir. Aksine, medeniyetimizin titizlikle sahiplenilmesi gerek
kadim ve başarılı bir uygulamaları ve kurumları arasında yer almaktadır. Bu nedenle
14 ŞUB A T 2019 79