Page 83 - 6. yılında ombudsmanlık web
P. 83
mek durumunda kaldım. Ergin Bey’in bıraktığı yerden devam edeyim. Bunlar aslında
–daha önceki hocalarımızın değindiği gibi- bizim tarihsel kurumlarımızdı. Biz bundan
ne zaman vazgeçtik ve ne zaman tekrar bulduk veya neden? Malum, bürokratik gele-
neğimizde Osmanlı’dan itibaren bir devamlılıktan söz ediyoruz fakat şu anda konuş-
tuğumuz pek çok mesele, ombudsmanlık da bunlardan biri, aslında bizim daha önce
deneyimlediğimiz fakat vazgeçtiğimiz, tıpkı ahilik gibi, sanki yeni buluyormuş gibi,
yeni transfer ediyormuş gibi konuştuğumuz kurumlardan bir tanesi. Peki, ne oldu da
acaba biz böyle düşünmeye başladık veya ne oldu da tekrar bu kavramlar gündeme
geldi? Ben konuya biraz bu açıdan bakmak istiyorum. Dolayısıyla, biraz kamu yöneti-
mindeki değişimden, devlet ve siyasetteki değişimden bahsetmek istiyorum. Sabahki
konuşmalarda da aslında bunun üzerinde duruldu. Herşey gibi devlet kurumu, yapılan-
ması da değişti. Zaman içinde nasıl ki biz insanlar günün koşullarına, beklentilerine
göre değişmek zorunda isek kurumlar, örgütler de benzer şekilde değişmek zorunda.
Dolayısıyla, bir taraftan nüfusun artması, bir taraftan insanların, vatandaşların talep-
lerinin hem nicelik anlamında artması hem de farklılaşması devlet ile birey ilişkisini
tekrar sorgulamaya, tekrar kurgulamaya ihtiyaç ortaya çıkardır. Bu anlamda, bizim
kamu yönetiminde sıklıkla dile getirdiğimiz Weberyan Bürokratik Devlet Modeli, ulus
devlet modeli ortaya çıktığından itibaren günümüze çok yakın zamanlara kadar önem-
li fonksiyonlar yerine getirmekle beraber, günümüze yaklaştığımızda artık bu model-
lerin yeterli olmadığı, ihtiyacı görmediği ve şikâyetlerin; sanki bireyden, vatandaştan
devlete yönelik şikâyetlerin ana kaynağı gibi görünmeye başladığı görüldü. Bürokratik
yapılanmanın, kamu yönetiminin yavaş işlemesinin veya kamu hizmetinin kalitesiyle
alakalı sorunların da kamu yönetimine yönelik şikayetlerin başından gelmeye başla-
dığı görüldü. Dolayısıyla, Weberyan bürokratik model, evet, bizim de, çoğu ulus dev-
letin de kabul ettiği bu model çok önemli fonksiyonlar yerine getirdi ama 1900’lerin
başındaki bu model 1980’lere geldiğimize, 1990’lara geldiğimizde artık ister istemez
ihtiyaca cevap vermiyordu. Yani bu, yöneticilerin yönetim anlayışının veya mevzuatın
kötülüğünden ziyade bir yapısal sorun gibi düşünülmeye başladı. Dolayısıyla, birinci
mesele buydu. Yani neden ombudsmanlık tekrar gündeme geldi? Belki de cevapların
bir bölümünü burada aramalıyız. Yapı değişmişti, insanların devlete bakışı değişmiş-
ti. Üretim anlamında, Sanayi Devrimi’nin ardından gelen dönemde bilgi toplumu ya-
pılanması gibi gelişmeler toplumu ciddi şekilde değişikliğe uğratmıştı. Biliyoruz ki
sosyal hayatta, sosyal bilimlerde hemen her şey birbiriyle entegre. Yani sistemin bir
tarafında meydana gelen bir değişiklik mutlaka ki sistemin diğer taraflarına da sira-
yet ediyor ve nihayetinde, kamu yönetimi teşkilatının kapsadığı alan, kamu politika
alanı düşünüldüğünde mutlaka ki devlete de sirayet etmektedir. Yani devletin toplum-
daki herhangi bir alanında meydana gelen bir değişimden etkilenmemesi yani buna
14 ŞUB A T 2019 81