Page 168 - soma rapor 30122014
P. 168
birlikte, işyerindeki güvenli çalışma koşullarının sürekliliği ancak konunun işveren ve işçi
tarafından sahiplenilmesi ile gerçekleşebilir.
İşverenin güvenlik bilincine sahip olması birçok sorunu kendiliğinden çözecektir.
İşverenin güvenlik kültürü yüksek olursa, bunu üretim anlayışının ve planının bir parçası
yapabilir. Bunun sonucu olarak da güvenlik için yeterli zaman ve kaynak sağlayabilir. Bu
kaynak sağlandığında çalışan da bu şartlar altında güvenli davranışa sevk edilebilir. Bir
işyerinde güvenlik kültürünün olması, işverenin bu konuda işçiler üzerinde denetim ve eğitim
görevini gereği gibi yerine getirmesi, çalışanların işyerindeki risklerin farkında olduğu, sürekli
olarak bu tehlikelere karşı dikkatli olduğu ve güvenli olmayan davranışlardan sakındığı bir
çalışma ortamı yaratır.
Buna karşılık, işverenin bu bilinçte olmadığı durumlarda Devletin yaptığı denetimler
ancak geçici iyileştirmelere vesile olacaktır. İşveren, denetimi iş sağlığı ve güvenliği yönünden
mevzuatın öngördüğü seviyeyi yakalamak adına bir fırsat olarak görmeyip, en az sorunla
atlatılması gereken bir süreç olarak değerlendirdiği takdirde, o işyerinde iş sağlığı ve güvenliği
bakımından yeni tehlikelerin yaşanması şaşırtıcı olmayacaktır.
İş kazası gerçekleşme riski; teftiş gören işyerinde, teftiş görmeyene oranla daha düşük
olacaktır. Teftişler bir işyerindeki mevcut durumun iş sağlığı ve güvenliği kurallarına uygun
hale getirilmesinin yanında, sonraki süreçte işverenin ve işçilerin söz konusu kurallara riayet
ederek faaliyette bulunmaları açısından rehberlik ve caydırıcılık aracı olarak da fonksiyon
görecektir. Ancak bir iş yerinde teftiş yapılmış olması sonraki süreçte o işyerinde kaza
olmayacağı anlamına gelmemektedir. Özellikle maden ocaklarındaki değişken koşullardan
dolayı sadece teftişle kaza riskinin sıfıra indirilmesi mümkün değildir. İşte bu noktada işverenin
güvenlik kültürüne sahip olması son derece önemlidir.
İş kazasının önlenmesinde temel ilke doğru davranmaktır. Bu, işyerinin kurulumundan
yürütümüne her aşamada gerek Kamu görevlilerinde, gerek işverenlerde, gerekse çalışanlarda
bulunması gereken bir anlayıştır.
Diğer yandan toplumdaki güvenlik kültürünün geliştirilmesinin en önemli aracı eğitimdir.
İlköğretimden başlayarak lisans öğretimine kadar her aşamada, yaş gruplarına ve öğrenim
dallarına uygun olarak güvenli davranış alışkanlığının yerleştirilmesi için uygun bilim dalı
uzmanları tarafından hazırlanacak eğitim müfredatı oluşturulmalı, bu husus eğitim politikasının
vazgeçilmez unsuru haline getirilmelidir. Bu noktada küçük yaştaki çocuklar üzerinde yarattığı
etki göz önünde bulundurularak, televizyonlarda çocuklara yönelik olarak gösterilmekte olan
154