Page 67 - Türkiye'deki Suriyeliler - Özel Rapor
P. 67
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
yoksul ülkelerde yaşamlarını sürdürmektedir. Dünya genelindeki 22,5 milyon kayıtlı
mültecinin büyük bir bölümüne ev sahipliği yapan ilk 6 ülkenin arasında tek bir
Avrupa ülkesinin dahi bulunmaması; en fazla mülteci barındıran bu 6 ülkenin ise
sırasıyla Türkiye, Pakistan, Lübnan, İran, Uganda ve Etiyopya olması; 25 Ocak
2018 tarihinde güncellenen BMMYK verileribe göre, Nisan 2011’den itibaren
ülkelerinden kaçan toplam 5.523.288 kayıtlı Suriyeliden Avrupa ülkelerinde sığınma
talebinde bulunanların ise sadece 996.204 kişi olması vicdanları kanatmaktadır.
Ülkemiz ise bu insani sınavdan yüz akıyla geçmiş; 2011 yılından itibaren topraklarına
sığınan 3,4 milyondan fazla Suriyeliye “açık kapı politikası” ile kucak açarak, diğer
ifadeyle bu kişilere topraklarında koruma ve güvenlik sağlayarak, yukarıda da ifade
edildiği üzere dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke konumuna gelmiştir.
Ülkemiz bir taraftan, Suriyeliler için inşa ettiği, 29 Ocak 2018 tarihi itibariyle sayısı 21
olan ve dünyada eşi benzeri olmayan yüksek kalitedeki kamplarda, bu kişilere güvenlik,
barınma, gıda, eğitim, sağlık vb. hizmetleri tamamen ücretsiz olarak sağlama yoluna
gitmiş; diğer taraftan ise kamp dışında yaşayan mültecilere yönelik kapsamlı düzenlemeler
58
gerçekleştirmiştir. Neredeyse toplam Suriyeli nüfusu içinde yaklaşık % 93’e ulaşan kamp
dışı nüfusun da insan onuruna uygun ve temel hizmetleri alacak şekilde yaşaması için
pek çok önemli düzenleme yapılmıştır. Gerek kamu kurum ve kuruluşlarımızın gerekse
Türk halkının ortaya koyduğu hak ve insan temelli bu yaklaşımın tüm dünyaya örnek
olduğu pek çok kişi, kurum, uluslararası örgüt ve ulusal/uluslararası medya kuruluşu
tarafından zaten dile getirilmektedir. Uluslararası bağlamda hem mali hem de insani
dayanışmanın açık biçimde çöktüğü gözlemlenen 7 yıla yaklaşan bu süreçte, 26 milyar
ABD Dolarını aşan yüksek bir maliyetin neredeyse tamamını kendi başına yüklenerek,
bunun yanı sıra birçok da risk alarak üstün çaba gösteren Türkiye’nin bu performansının
vicdani bir duruşu ortaya koyduğu da açıktır.
‘Giriş’ bölümünde de belirtildiği üzere, bu çalışmada, Türkiye’de geçici koruma
kapsamına alınan Suriyeliler için yapılanların anlatılması ve huzurlu bir gelecek için
yapılması gerekenlerin tespit ve ifade edilmesi tercih edilmiştir. Dünyanın en gelişkin
bölgelerinde ortaya konulan ve insanlık adına utanç duyulan politika ve uygulamalar,
birkaç örnek dışında, bilinçli bir biçimde bu çalışmanın kapsamı dışında tutulmuştur.
Türk toplumu, insanlığın vicdanının sesi ve bizzat temsilcisi olarak krizde yapması
gerekeni olağanüstü bir çaba ile vakurla yapmaya odaklanmıştır. Kötü misaller emsal
teşkil etmemelidir. Onun için de kötü misallerin muhakemesini kamuoyunun vicdanına
bırakarak, bu çalışmada Türk Devletinin ve Türk toplumunun ortaya koyduğu çabanın
yansıtılmasının daha doğru olacağı düşünülmektedir.
58 Bkz. AFAD resmi internet sayfası (https://www.afad.gov.tr/tr/2374/Barinma-Merkezlerinde-Son-Durum);
erişim tarihi: 29/01/2018.
TÜRKİYE’DEKİ SURİYELİLER ÖZEL RAPORU 67