Page 83 - Türkiye'deki Suriyeliler - Özel Rapor
P. 83

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU




            edilmekte, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’na (YUKK) göre ‘uluslararası
            koruma başvuru sahibi’ olarak nitelendirilen bu kişilere, başvurularının haklı görülmesi
            halinde ‘şartlı mülteci’ statüsü verilmektedir.

            Tüm bu hususlara ek olarak; Ülkemize yönelik haksız eleştirilere yol açan coğrafi
            sınırlamalar/çekince konusunun, hukuken devam etmekte ise de aslında uzun bir süredir
            fiiliyatta uygulanmadığını  söylemek yanlış olmayacaktır. Nitekim Birleşmiş Milletler
            Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi’nin 31 Ağustos-1 Eylül 2016 tarihlerinde
            Türkiye’ye yaptığı resmi ziyaret sırasında da dile getirdiği ve hala geçerliliğini koruduğu
            üzere, Türkiye bugün, topraklarında geçici koruma altına aldığı 3,4 milyondan fazla
            Suriyeli ile dünyadaki en büyük mülteci nüfusuna sahip ülke konumundadır. 88
            II.Ulusal Tanımlarımız


            Sığınmacı, mülteci, şartlı mülteci, ikincil koruma statü sahibi, geçici koruma altındaki
            Suriyeli, insani ikamet izni sahibi, muhacir, mübadil, göçmen işçi, ekonomik göçmen,
            düzenli ve  düzensiz göçmen, iskânlı göçmen, serbest göçmen vb. sınıflandırmalara
            bakılmaksızın;  vatandaşı oldukları ülkeyi  ya da vatansız olmaları halinde yaşadıkları
            ülkeyi,  kısa  süreli/turistik amaçlar dışında çeşitli nedenlerle terk ederek, başka bir
            ülkeye göç eden yabancı kişiler, uluslararası literatürde genel bir sınıflandırma altında
            ‘göçmen’ olarak adlandırılmaktadır. Ülkemizde ise ‘göçmen’ kavramı hukuki anlamda
            daha dar bir tanımı içermektedir. 5543 sayılı İskân Kanunu’na göre göçmen (muhacir),
            “Türk soyundan ve Türk kültürüne bağlı olup, yerleşmek amacıyla tek başına veya  toplu
            halde Ülkemize gelen ve ilgili kanun gereğince kabul olunan”dır. Anılan Kanunun 4’üncü
            maddesinde, Türk soyundan ve Türk kültürüne bağlı olmayan yabancıların ‘göçmen’
            olarak kabul edilmeyecekleri ifade edilmektedir. Buradaki düzenlemenin, yeni kurulan
            Türkiye  Cumhuriyeti’nin  bir  ulus  devlet  olarak  inşa  edilmesi  süreciyle  yakından
            bağlantılı olduğu anlaşılmaktadır.

            Uluslararası ve ulusal düzeyde benzer bir tanım farklılığı ‘sığınmacı’ ve ‘mülteci’ kavramları
            için de geçerlidir. Genel kabul görmüş tanım çerçevesinde, sığınma talebinde bulunan
            yabancı kişiye ‘sığınmacı’ (asylum seeker); sığınma talebi haklı görülerek statü alan kişiye
            ise ‘mülteci’ (refugee) denilmektedir. Yani “sığınmacılık”, mültecilik statüsünün verilme
            süreci içinde kişiyi korumaya alan bir ön aşamadır. Kuşku yok ki sığınma başvurusunda
            bulunan her bireyin, başvuru gerekçelerinin makul ve geçerli olması şarttır, aksi halde
            mülteci statüsünü kazanamaz. Bugün dünyada ülkesini terk ederek uluslararası koruma





            88  BMMYK resmi verileri için bkz. http://www.unhcr.org/figures-at-a-glance.html ve http://data.unhcr.org/
            syrianrefugees/regional.php; erişim tarihi: 02/02/2018.


                                                                   TÜRKİYE’DEKİ SURİYELİLER ÖZEL RAPORU  83
   78   79   80   81   82   83   84   85   86   87   88