Page 450 - temel-haklar
P. 450
da ‘sınırlama’ niteliğine dönüşmüş olacaktır. Kamulaştırma işle-
mine mukabil taşınmazın gerçek değeri ödenmediği takdirde mülkiyet
hakkının özüne dokunulmuş olur.
21) Mülkiyet hakkı, kamulaştırmadaki değerleme sürecinin
sonunda malike ekonomik bir hak kategorisi olarak niteleyebi-
leceğimiz ‘gerçek karşılık hakkı’ olarak görünüm kazanmakta-
dır. Bu bakımdan taşınmazı kamulaştırılan bir bireyin kamulaştırma
neticesinde en temel hakkı ve çıkarı; taşınmazın adil, anlamlı, orantılı
bir biçimde gerçek değerini alabilmektir. Gerçek karşılığın ödenmesi
ilkesi; yasama, yürütme, yargı organlarına yöneltilmiş anayasal bir di-
rektiftir.
22) Anılan gerçek karşılık kavramı ile tanımlanan maddi tutarın
vaktinde ve peşin olarak ödenmesi, vaktinde ödenememesi duru-
munda da bedelin güncelliğini koruyabileceği bir yasal faiz ile bera-
ber ödenmesi, taşınmaz malikinin en tabi haklarındandır. Bu hakkın
korunmasına ilişkin olarak AİHS Ek 1. Nolu Protokol Kapsa-
mında AİHM tarafından verilen kararlarda mülkiyet hakkının sı-
nırlandırdığı hallerde, özellikle de mülkiyetten mahrum bırakma
durumunda devletin tazminat ödemesi, müdahalenin hukuka
uygun olması için bir gereklilik olarak görülmektedir. Diğer ta-
raftan, Mahkemeye göre tazminat ödenmesi şartı, farklı menfaatler
arasında ‘adil denge’ ye saygı gösterilip gösterilmediğinin değerlen-
dirmesinde önemli bir husustur. Dahası, tazminat ödenmesi şartı gibi
bir şart öngörülmemesi halinde, Ek Protokol’ün 1’nci maddesinin sağ-
ladığı mülkiyet hakkı ‘büyük ölçüde kâğıt üzerinde ve etkisiz’ kalacak-
tır.(ETKÜ, Mehmet Akif, Kamu Hukukunda Mülkiyet Hakkı ve Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi’nin Mülkiyet Hakkına Bakışı, (1. Baskı)Ekim
2009, s 244 245)
23) AİHM, adil denge yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmedi-
ğini incelerken, devletlere bunun hayata geçirilmesi yöntemlerinde ge-
niş bir takdir alanı tanımaktadır. Ancak bu takdir hakkı kullanılırken
geçerli bir temelden yoksun olamayacağı hususu açıktır. Bu bakımdan
Mahkeme, normal koşullar altında bir taşınmazın değerine makul öl-
çülerde denk düşen bir tazminat ödenmeden gerçekleştirilen bir mül-
kiyetten yoksun bırakma işlemini aşırı bir tecavüz olarak değerlendir-
diğini defalarca belirtmiştir. Tamamen tazminat yokluğunu ise,
KAMU DENETÇILIĞI KURUMU 445