Page 722 - temel-haklar
P. 722
alışkanlıkla ecrimisil adı verildiği, hatta bu deyimin Yargıtay kararları
ile 2490 ve 3699 sayılı Kanunlarda da kullanıldığı, eski hukukumuzda
sahibinin rızası olmadan bir gayrimenkulün bir başka kimsenin elinin
altında bulunmasına “fuzuli işgal” ve bu kimseye de “fuzuli şagil» adı
verildiği, Mecellenin 404’üncü maddesinde ecrimisilin kira bedeli ola-
rak tanımlandığı; buna göre gasp veya gasp hükmünde olan hallerde
gasıp veya fuzuli şagilin vermekle mükellef olduğu tazminatın ecrimi-
sil olduğu, bu tazminatın o gayrimenkulün benzeri olan diğer gayri-
menkullerin getirdiği kira miktarı esas alınarak bilirkişiler tarafından
belirlendiği açıklamalarına yer verildikten sonra, bugünkü hukuk anla-
yışımıza göre ecrimisilin bir gayrimenkule haksız olarak zilyet bulunanın
hak sahibine ödemekle mükellef olduğu bir tazminat olduğu, bu tazminatın
ne haksız zilyedin gayrimenkulden yararlanması ve ne de hak sahibi mali-
kin fiilen uğradığı zarar karşılığı olmadığı, sadece benzeri gayrimenkullerin
sağladığı menfaatten ibaret olduğu, bu itibarla benzeri kira bedeli kadar
olacağı, ecrimisilin kötü niyetli zilyedi tazminata mahkum etme ihtiyacın-
dan doğduğu belirtilmiş olup;
Bu yasal hüküm ve bilimsel düşünceye göre, Devletin özel mülkiyetin-
de veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların yasal bir
nedene veya sözleşmeye dayanmadan işgal edilmesi halinde haksız zilye-
din benzeri gayrimenkullerin kira bedeli kadar bir tutarı ecrimisil olarak
ödemek zorunda olduğu ve bu ödemenin haksız zilyedi tazminata mahkum
etme anlayışından kaynaklandığının açık olduğu vurgulanarak...Bu du-
rumda; fuzuli şagil olduğu sabit bulunan ve aksi yönde bir iddiası da ol-
mayan davacıdan, fuzuli işgali nedeniyle 2886 sayılı yasanın 75.maddesi
uyarınca ecrimisil istenilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı,” yönünde
karar verilmiştir.
23) Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun
04.12.1998 tarih ve E.1996/4, K.1998/3 sayılı kararı;
“Yargıtay 3 üncü Hukuk Dairesinin 02.05.1995 gün ve 4904 5807
Sayılı İlamında; “Taşınmaz Mülkiyetinin mülkiyetin tespitine (tesciline)
ilişkin kararın kesinleştiği tarihten itibaren geçeceği, bu nedenle davacının
kesinleşme tarihinden sonrası için ecrimisil isteyebileceği vurgulanarak,
önceki dönem için ecrimisile hükmedilmesinin doğru olmadığına” ka-
rar verildiği görülmekle, mülkiyet hakkının ayni bir hak olup, tapu kü-
tüğüne tescili gerektiği, taşınmaz mallardaki mülkiyet hakkının kural
olarak tescille doğduğu,( M.K.633/1, 918/1)” , belirtilmiştir.
KAMU DENETÇILIĞI KURUMU 717