Page 318 - yargi-ozel-raporu
P. 318
mahkemeye vermemeleri veya çok geç sunmaları (bir ile iki yıl
arası) nedeniyle ceza yargılamasında davanın zamanaşımına uğ-
ramasına neden olmaları; buna rağmen mahkemelerin usul ka-
nunlarında yer alan müeyyideleri uygulamaması,
12) Adlî Tıp Kurumu ile üniversiteler ve araştırma hastaneleri
gibi resmî bilirkişilik yapma yetkisine sahip bulunan kurum ve
kuruluşlar arasındaki ilişkinin tam olarak belirlenmemiş olması
ve bu durumun temyiz mercileri dâhil yargılama makamları ara-
sında tereddüde yol açması,
şeklinde sıralanabilir.
2.3. Çözüm Önerileri
(585) Bilirkişilik müessesesi ile ilgili çözüm önerileri şu şekilde özet-
lenebilir:
1) Uzlaşma ve Arabuluculuk müesseselerinin daha etkin kulla-
nılması, hâkim ve Cumhuriyet savcısı sayılarının arttırılması gibi
yollarla yargıdaki iş yükü azaltılarak hâkim ve Cumhuriyet sav-
cıların dosyaları incelemeye daha çok vakit ayırmalarının sağlan- Bölüm 7 Bilirkişilik ve Hâkimlerin Eğitimi
ması, bunun neticesinde de gereksiz bilirkişi incelemesi yapılma-
sının önüne geçilmesi,
2) Hâkim ve Cumhuriyet savcılarının bilirkişilerin atanmasında
uyulması gereken usul hükümleri konusunda daha dikkatli dav-
ranmalarının, gerekli görülürse meslek içi eğitime tabi tutulmala-
rının sağlanması, aksi durumlarda koşulları oluştuğunda disiplin
soruşturmasının yapılması,
3) Hızla gelişen günümüz dünyasında, hukukun da büyük de-
ğişim geçirerek uzmanlaşmayı zorunlu kıldığı göz önüne alın-
dığında, ihtisas mahkemelerinde görev yapan hâkimler dışında
bilişim hukukundan patent hakkına, tecavüz davalarına kadar
uzanan konuların hâkimlerce bilinemeyeceği gerçeği karşısında
mevzuatta ve Adalet Bakanlığınca hazırlanan “Bilirkişilik Kanu-
nu Tasarısı”nda yer alan “hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hu-
kukî konularda bilirkişiye başvurulamayacağına” ilişkin kuralın
yumuşatılarak “hukuken uzmanlık gerektiren özel bazı alanlarda”
bilirkişiye başvurunun mümkün kılınması,
291