Page 537 - yargi-ozel-raporu
P. 537
ların toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılarak ihtara rağ-
men dağılmama ve polise direnme suçlarından dolayı örgüt
üyeliğinden cezalandırılamayacakları şeklinde düzenleme
yapılmıştır. Avrupa Konseyi ve ilgili heyetler yapmış olduk-
ları eleştiride; “eylemci ile teröriste aynı yasal hükümlerin
uygulandığını, sürekli şekilde örgüt üyesi olan ile sadece bir
eyleme katılana aynı cezanın verilmesinin makul olmadığı-
nı” ileri sürmektedirler. AİHM kararlarında da özellikle ifade
özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilen 2911 sayılı Kanuna
muhalefet etmek suçunun örgütsel suç olarak kabulü eleş-
tirilmektedir. 2911 sayılı kanun kapsamındaki suçlar 3713
sayılı Kanun’un 3 ve 4’üncü maddesinde yer almamıştır. Bu
maddede yer almayan suçların örgüt adına işlenen suç olarak
kabul edilip edilmeyeceği doktrinde tartışmalıdır. Ağırlıklı
görüş Terörle Mücadele Kanunu’nda yazılı olmayan suçların
örgüt adına işlenemeyeceği yönündedir. Yargıtay’ın ilgili dai-
releri TCK 220/6 maddesindeki açık düzenlemeden kaynak-
lanan zorunluluk nedeniyle 2911 sayılı Kanun kapsamındaki
suçların da terör örgütleri adına işlenen suçlardan saymakta-
dır. Yapılacak kanuni düzenleme ile 2911 sayılı Kanun kapsa-
mındaki suçların örgütsel suç sayılmaması dolayısıyla örgüt
üyeliğinden dolayı ayrıca cezalandırılmamasının gerektiği,
Adalet Sistemimizin Sorunları, İyileştirilmesi ve Güvenilirliğinin Artırılması Hakkında Özel Rapor
h) Silahlı terör örgütünün çağrısı üzerine veya amacı doğrul-
tusunda suç işleyen örgüt üyesi olarak cezalandırılma imkanı
var iken TCK 220/6 maddesinde 11/04/2013 tarih 6459 sa-
yılı Kanunla yapılan değişiklik doğrultusunda silahsız terör
örgütüne bu hükmün uygulanamaması ciddi sorun yarata-
caktır. Zira silahsız terör örgütü ile mücadele zorlaşacaktır.
Bu hükmün Kanundan çıkarılmasının değerlendirilmesinin
gerektiği,
uygun olacağı düşünülmektedir.
28- DGM’lerin devamı niteliğinde olan özel yetkili mahkemelerin
mevcudiyeti, bazı anayasal ilkelere, özellikle temel hak ve özgürlük-
lere aykırı nitelikte oldukları iddiasıyla uzun süre gündemi meşgul
etmiştir. Bu mahkemelerin varlığı ve nitelikleri özellikle uluslararası
platformda Türkiye’nin önünde bir engel oluşturmuştur. Yargı ala-
510