Page 138 - KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
P. 138

ve bunun sonucunda uygulanan  yaptırımın ölçüsüz olduğu değerlendirilerek somut  olay  adaleti
              olarak  da  tanımlanabilecek  hakkaniyet  gereğince  başvuranın  sınavının  geçersiz  sayılmaması
              gerektiği,  bu  itibarla  İdarece  gerçekleştirilen  sınavın  geçersiz  sayılması  işleminin  hukuka  ve
              hakkaniyete aykırı olduğu sonuç ve kanaatine varılarak, başvuranın sınavının geçersiz sayılması
              işleminin iptal edilerek başvuranın mağduriyetinin en kısa sürede giderilmesi konusunda Ölçme,
              Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığına Tavsiyede Bulunulmasına,  karar verilmiştir.


                   Sulh Anlaşması Gereğince Başvuran Tarafından Yapılan Ödemelerin,

                   Kendisine Yasal Faiziyle Birlikte İadesi; Ödeme Yapılmayan Taksitler

                      Gerekçe Gösterilerek Başlatılacak Herhangi Bir Alacak Takibinin

                    Durdurulması Ve Gerekli Araştırmanın Tekrar Yapılarak Buna Göre

                                 İşlem Tesisi Hususunda Tavsiye Kararı Verildi



              Başvuran; Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde görev yaparken, 02/08/2002 tarihli İçişleri Bakanı
              Oluru ile “toplumsal olaylar” konusunda doktora eğitimi almak için Baltimore Üniversitesine 48 ay
              süreyle  gönderildiğini;  bu  eğitimin  17/08/2002-16/08/2006  tarihlerinde  gerçekleşeceğinin  ve
              başvuranın kendi imkânları ile havacılığı ilgilendiren “polis havacılığının yapısı, tarihi gelişimi,
              uçuş emniyeti, bakım yönetimi, uçucu personelin yetiştirilmesi, uçuş eğitimi vb.” konularda kurs,
              seminer  ve  konferanslara  katılmasının  aynı  olurda  belirtildiğini;  doktora  eğitiminin  sonunda
              hazırladığı  tezi  01/08/2006  tarihinde  ciltlenmek  üzere  Baltimore  Üniversitesine  teslim  ettiğini;
              ancak basımı Üniversitenin sorumluluğunda olan diplomanın Mayıs 2006 tarihli olduğunu; doktora
              programının  tamamlanmasında  sonra  03/08/2006  tarihinde  İstanbul  Hava  Hudut  Kapısından
              Türkiye’ye giriş yaptığını ve mehil müddet bitiminde görevine başladığını; 04/11/2016 tarihinde
              tebliğ edilen Borç Bildirimi ve Tebliğ Belgesi ile “eğitim bitimi sonrası 15 gün içinde yurda dönerek
              görevine başlaması gerekirken onay bitiş tarihi olan 18/08/2006 tarihine kadar yurtdışında fazladan
              kaldığı” gerekçesiyle şahsına borç tahakkuk ettirildiğini; oysaki doktora eğitimi sonrasında süresi
              içerisinde görevinin başına döndüğünü ve Emniyet Genel Müdürlüğü Yurt İçi-Yurt Dışı Lisansüstü
              Eğitim  ve  Yurt  Dışı  Kısa  Süreli  Eğitim  Yönergesine  aykırı  hareket  etmediğini  belirterek,  borç
              tahakkuk işleminin iptalini, idareye borçlu olmadığının tespitini ve doğan zararının tazminini talep
              etmiştir.

              Kurumumuzca yapılan inceleme ve araştırma neticesinde, başvuran, tezini 01/08/2006 tarihinde
              ilgili üniversiteye teslim etmiş ve söz konusu üniversite tarafından bu tarih, “tezin teslim alınma ve
              onay  tarihi”  olarak  başvurana  iletilen  bilgilendirme  yazısında  belirtilmiştir.  Bununla  birlikte,
              başvurana ait diploma tarihi Mayıs 2006 olarak düzenlenmiş olup doktora eğitiminin söz konusu
              tarihte sona erdiği izlenimi yaratılmıştır. Üniversitenin kendi iç işleyişi ve uymakla yükümlü olduğu
              mevzuat hükümleri icabı, söz konusu farklı tarihleri resmi yazılarında kullanması oldukça tabiidir.
              Burada eleştirilecek husus, kamu zararı gibi önemli sonuçlar doğuracak bir inceleme yapılırken
              idarenin daha titiz bir çalışma yürütmemiş olmasıdır. Nitekim idare, borç tahakkuku işlemini tesis
              ederken, yukarıda değinilen ihtimalleri göz önünde tutmadan, başvuranın doktora eğitimini yaptığı
              üniversiteyle gerekli yazışmaları yapmadan ve detaylı bir inceleme-araştırmada bulunmadan kamu
              zararına sebep olunduğu kanaatine varmıştır.

              5018  sayılı  Kanunun  71  inci  maddesinin  ikinci  fıkrasının  (g)  bendi  gereğince,  mevzuatta
              öngörülmeyen bir ödemenin yapılması halinde kamu zararı söz konusu olmaktadır. Bu durumda,
              kamunun zarara uğratıldığının tespiti vazifesi asli olarak ilgili idareye aittir. Başvuru bakımından



                                                                                                         127
   133   134   135   136   137   138   139   140   141   142   143