Page 289 - 2017-yıllık-rapor-SON-PDF
P. 289

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU



               Kurum içi geçici görevlendirme müessesine ilişkin usul ve esasların belirlenmesinde,
               657 sayılı Kanunun yukarıda yer verilen madde hükümleri esas alınmakla birlikte
               söz konusu hükümlerin somut olaylara uygulanma biçimlerinin belirlenmesi için
               yargı kararları da büyük önem taşımaktadır. Yerleşik içtihat haline gelen idari yargı
               kararları ile birlikte kamu personel rejiminin esasları da göz önünde tutulduğunda,
               kurum içi geçici görevlendirmeye ilişkin şartlar daha açık ve net bir hal almaktadır.
               Bu doğrultuda, kurum içi geçici görevlendirme; bir kamu kurumunun mevzuatla
               belirlenmiş olan görev alanı içinde yer alan “geçici” nitelikteki bir hizmeti ya da değişen
               ve gelişen sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sonucu olarak ortaya çıkan, henüz
               örgütsel altyapısı oluşturulmamış ve bir kadro ile ilgilendirilmemiş olan “yeni bir kamu
               hizmetini” yürütmek amacı ile gerçekleştirilmeli, görevlendirilecek memurların görev
               ve yetkileri net bir şekilde belirlenip, kadroları ile hukuki bağları sürdürülmelidir.
               Ayrıca sunulacak hizmet ile ilgili konuda uzmanlaşmış/durumu uygun olan kamu
               görevlilerinin hizmetlerine duyulan ihtiyaç net bir şekilde ortaya konulmalı, belli bir
               süre ile sınırlı olmalı ve atamaya yetkili amir tarafından yapılmalıdır.

               Ayrıca, idarenin işlem tesis ederken hukuka bağlı olması ve hukuk kuralları içinde
               hareket etmesi hukuk devletinin bir diğer ilkesidir. Bu kapsamda, idari işlemin belli
               bir sebebe dayanması gerektiği açık bir kuraldır. İdarenin takdir yetkisi, idarenin
               keyfi olarak hareket edebileceği anlamına gelmez. İdareye yasalarla tanınan takdir
               yetkisi mutlak olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleri ile sınırlıdır. İdare takdir
               yetkisini kullanırken kendisine verilen yetkinin amacı doğrultusunda hareket etmeli,
               nesnellik ve tarafsızlık içinde davranmalı, orantılılık ilkesine uymalı, kanunlar özel
               koşullar öngörmüşse bunlara uymalı, bu yetkiyi kamu yararı için ve gerekçeli olarak
               kullanmalıdır.
               Avrupa  Konseyi Bakanlar  Komitesi’nin  11/05/1980 tarihinde kabul edilen İdari
               Takdir Yetkisinin Kullanılmasına İlişkin R(80)2 Sayılı Tavsiye Kararına Ek Takdir
               Yetkisinin Kullanılmasında Uygulanacak Temel İlkeler bölümünde, “Takdir yetkisini
               kullanan bir idari makam; (1)  Yetkinin veriliş amacından başka amaç güdemez.
               (2) Yalnızca olaya ilişkin öğeleri hesaba katarak nesnelliğe ve tarafsızlığa uyar. (3)
               Hakkaniyete uymayan ayırımcılığı önleyerek yasa önünde eşitlik ilkesini gözetir. (4)
               İşlemin amacıyla, kişilerin hakları, özgürlükleri veya menfaatleri üzerindeki olumsuz
               etkileri arasında uygun bir denge sağlar.” ifadelerine yer verilmiştir.
               657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ilgili hükümleri birlikte değerlendirildiğinde,
               memurun kendi kadro görevinde ve kadrosunun bulunduğu birimde çalışması temel
               ilke olarak kabul edilmektedir. Meri mevzuat ve yargı içtihatlarında kamu hizmetinin
               yürütülmesinde, memurun başka bir yerde geçici görevlendirilmesi, olağan bir yöntem
               olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleri açısından zorunluluk bulunması halinde
               istisnai olarak başvurulabilecek bir müessese olarak öngörülmüştür.

                                                                            2017 YILLIK RAPOR  289
   284   285   286   287   288   289   290   291   292   293   294