Page 119 - KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
P. 119
G. CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNDE İDARENİN DENETİMİ VE
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMUNUN ROLÜ
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, 16/04/2017 tarihinde yapılan halkoylaması sonucunda kabul
edilen 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla hukuk
düzenine kazandırılmıştır. Yürütme erki ve buna bağlı olarak idari mekanizmayı ilgilendiren söz
konusu sistem, 1961 ve 1982 Anayasasında öngörülen yapıdan oldukça farklılık arz etmekte ve
önemli yenilikler içermektedir.
6771 sayılı Kanunun tüm düzenlemeleriyle yürürlüğe girdiği 09/07/2018 tarihinden itibaren
çıkarılan Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri, idari yapılanmayı tüm yönleriyle ele almış ve kamu
kurum-kuruluşlarının görev-yetki esasları, personel durumu, merkez-taşra teşkilatı düzeni vb.
birçok hususu dizayn etmiştir. Hatta yeni kamu tüzel kişilerini ihdas etmek suretiyle, idari teşkilata
eklemeler de yapmıştır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçilmesiyle birlikte devlet örgütlenmesindeki birlik
perçinlenmiş, sorumluluk silsilesi belirginleşmiş ve karar alma mekanizmalarının etkinliği artmıştır.
Bu durum da, idarenin belirleyici fonksiyonu olan kamu hizmetlerinin icrasında farklı bir
yaklaşımın doğmasına sebep olmuştur. Artık kişilerin taleplerini iletip kamu hizmetine
ulaşabilecekleri mekanizmalar dağınık halde olmayıp belli bir çatı etrafında toplanmış ve bu suretle,
kamusal otorite daha etkin, verimli ve hızlı karar alan bir konuma gelmiştir.
Diğer taraftan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçilmesiyle birlikte devlet işleyişinde hızlı
karar almak suretiyle etkin, verimli, hesap verebilir, vatandaş beyanına güvenen ve şeffaf bir kamu
yönetimi oluşturmak ve kamu hizmetlerinin hızlı, kaliteli, basitleştirilmiş ve düşük maliyetli bir
şekilde yerine getirilmesini sağlamak hedeflenmiştir
Hükümet sistemindeki değişimle idarede yaşanan bu dönüşüm, kamu hizmetlerinin muhataplarına
sunumunda gözetilmesi gereken temel prensipleri yeni bakış açılarıyla birlikte tekrar gündeme
getirmiştir. Zira iyi yönetim ilkeleri olarak bilinen ve çağdaş bir kamu yönetimi tarafından uyulması
gereken bu esaslar, sadece idari faaliyetlerin denetlenmesinde kullanılan araçlar olmayıp idarenin
kendi içinde hesap verebilir olmasını sağladığı gibi kamuoyu nezdindeki güvenilirliğini de
artırmaktadır. Nitekim 23/07/2019 tarihli ve 30840 sayılı mükerrer Resmi Gazetede onaylandığına
ilişkin kararın yayımlandığı On Birinci Kalkınma Planının (2019-2023) “İyi Yönetişim” bahsinde,
“Kamu yönetiminde hesap verme sorumluluğunun yerleştirilmesi, katılımcılığın güçlendirilmesi,
kamu hizmet sunumunda eşit ve adil muamele yapılmasının sağlanması ve şeffaflığın artırılması”
temel amaç olarak öngörülmüştür. Bu bakımdan, yeni sistemin idari anlamda iyi işlemesi ve
vatandaş nezdinde kabul görmesi için söz konusu ilkelere azami düzeyde özen gösterilmesi
gerekmektedir.
Ayrıca bu kapsamda ilgili denetim mekanizmalarının durumu da önem taşımaktadır. Özellikle
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak faaliyetlerini sürdüren ve bu yönüyle
TBMM adına idareyi denetleyen Kamu Denetçiliği Kurumunun pozisyonu dikkatlice ele
alınmalıdır. Kurum, 6328 sayılı Kanun ve Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına
İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik bağlamında, idarenin işlem, eylem, tutum ve
davranışlarını hukuk, hakkaniyet, insan hakları ve iyi yönetim ilkeleri yönünden incelemekle görevli
olup idarelere önerilerde bulunmaktadır. Bu faaliyetlerin yerine getirilmesi sırasında, idarenin
denetlenmesi kadar onun daha iyi nasıl işleyebileceğine ilişkin de Kurumun genel bir yönlendirici
işlevi bulunmaktadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde ise, kamu denetçisine başvurma
hakkının kullanımının sağlayacağı asıl katkı, Kurumun TBMM’yle olan ilişkisinde
gözlemlenmektedir. Anayasal düzlemdeki konumuyla diğer kamu kuruluşlarından ayrışan Kurum,
115