Page 116 - KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
P. 116
E. DİĞER TAVSİYE KARARLARIMIZLA SAĞLANAN KATKI
Güç kullanma tekelini elinde bulunduran idarenin, hukuka aykırı işlem tesis ederek veya eylemde
bulunarak hak ve özgürlükleri ihlal potansiyeli mevcuttur. Bu nedenle, bireylerin hak ve
özgürlüklerini güvence altına alacak hem ulusal hem de uluslararası birçok koruma mekanizması
oluşturulmuştur. İşte Kamu Denetçiliği Kurumu da idarenin hukuk içerisinde kalmasını temin
etmeye çalışan bir mekanizmadır.
Anayasal bir kurum olan ve 6328 sayılı Kanun ile kurulan Kamu Denetçiliği Kurumunun görevi,
idarenin işleyişi ile ilgili şikâyet üzerine, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve
davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk
yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmaktır.
Bu doğrultuda, görevi temelde bireyleri idarenin hukuka aykırı faaliyetlerine karşı korumak
olduğundan Kamu Denetçiliği Kurumunun hukuk devleti ilkesinin gerçekleşmesi açısından
ülkemizde oldukça önemli bir yeri vardır. Zira hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak idare,
hukuka aykırı eylem veya işlemde bulunduğunu çeşitli yollarla öğrenmesi halinde bunu geri
alma/kaldırma ile mükelleftir. Kamu Denetçiliği Kurumu ise, kendisine yapılan başvurular
vasıtasıyla şikâyete konu işlem veya eyleminin hukuk uygun olup olmadığını incelemekte ve
hukuka aykırılık tespit edilmesi durumunda, idareyi konu hakkında bilgilendirerek bu aykırılığın
giderilmesi için öneride bulunmaktadır. Dolayısıyla Kurum, idareye hukuka aykırı faaliyetlerini
bildiren bir ulak görevi üstlenerek haksız uygulamanın son bulmasına ve tekrarlanmasının önüne
geçilmesine yardımcı olmaktadır.
Aşağıda ise, Kamu Denetçiliği Kurumunun 2020 yılının ilk altı aylık döneminde hukuka aykırılık
tespit edilen işlemler veya eylemler neticesinde idareye verdiği tavsiye karar örneklerine yer
verilmiştir.
Mülkiyetin Kamuya Geçirilmesi Kararına İtiraz Hakkında
Başvuran, mülkiyeti başvuran adına kayıtlı, … Ltd. Şti. firması tarafından 05.01.2007 tarihinde
gümrük giriş beyannamesi ile ithalatı yapılan numaralı aracın sıfır olarak beyan edilmesine karşın,
ithal edilmeden önce trafiğe tescil edildiğinin tespit edildiğinden bahisle, 4458 sayılı Gümrük
Kanunu’nun 235’inci maddesinin 4’üncü fıkrası gereğince mülkiyetinin kamuya geçirilmesi
yolunda verilen Gebze Gümrük Müdürlüğünün 09.10.2018 tarihli ve 37848846 sayılı kararına konu
itirazın reddine dair 01.07.2019 tarihli ve 89595164 sayılı işlemin; aracın trafik kaydına güvenilerek
satın alındığı ve trafik kaydında herhangi bir kısıtlayıcı ibareyle karşılaşılmadığı, aracın ithalat
işlemlerinin muhatabı olmayan iyi niyetli 3. kişilerin mülkiyet hakkında el konulmasının hukuka
aykırı olduğu, iyiniyetli olarak idarenin tescil ve onayından geçerek aracın satın alındığı, ithal
araçların ruhsatlandırılması konusunda sorumluluğun idareye ait olduğu, idarenin iddia ettiği
usulsüzlüğü 10 yılda tespit etmesi sonucu mağduriyetin oluştuğu iddia edilerek söz konusu
“mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararı” nın iptali istenilmektedir.
Kurumumuzca yapılan inceleme sonucunda, başvuruya konu araç hakkında 05.01.2007 tarihli
beyanname kapsamında yer alan ve kullanılmış olduğunun saptanması nedeniyle, ithalatı 95/7606
sayılı İthalat Rejimi Kararı uyarınca izne tabi bulunan otomobilin, izin alınmaksızın ithal
edildiğinden bahisle, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235’inci maddesinin 4’üncü fıkrası uyarınca,
mülkiyetinin kamuya geçirilmesi yolunda karar verilmiş ise de, yukarıda anılan hükmün değişik
halinin, 28.03.2013 tarihli ve 6455 sayılı Kanun’un 12’nci maddesinin, 11.04.2013 tarihli ve 28615
107