Page 297 - 2021 Yıllık Rapor
P. 297

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU



                 Günümüzde küreselleşen dünyada temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması,
                 artık devletlerin bir  iç  işleri  meselesi olmaktan çıkmış, evrensel bir hâl alarak tüm
                 dünyanın ortak bir hedefi haline gelmiştir. Bu durumun en somut girişimi ve neticesi
                 ise Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’dir.

                 İnsanoğlunun  hak  ve  hukuka  dayalı  medeniyet  gelişimi  belli  tarihsel  dönemlerde
                 iniş  ve  çıkışlar  yaşasa  da  tarih  boyunca  ilerleme  kaydetmiştir.  İnsanlığın  medeniyet
                 aşamalarının pozitif anlamdaki yansımalarından birisi ise, insan hakları alanında tesis
                 edilen ulusal ve uluslararası standartlar ve mekanizmalardır.
                 Esasen insan hakları teorisinin temelinde, doğuştan var olan ve insanlar arasında dil,
                 din, mezhep, ırk, renk, yaş, cinsiyet ayrımı yapmadan sevgi, saygı, dostluk ve kardeşlik
                 duygularını geliştirecek, insanın insan olması sebebiyle sahip olduğu hakların bileşkesi
                 niteliğinde kişiyi hür, onurlu ve özgür bir şekilde yaşatmaya yönelik hedef ve kurallar
                 bütünü yer almaktadır.

                 “İnsan hakları, hukukun üstünlüğü” gibi çok farklı isimlerle günümüzde dillendirilen
                 değerler, beşeriyetin yeryüzünde ortaklaşa inşa ettiği ortak medeni mirastır, umumun
                 malıdır. Bu nedenle sağlıklı bir ıslahat hareketinin temelinde yatan felsefenin, eksiklik
                 duymadan, ancak uluslararası camia ile iş birliği içerisinde ve iyi ülke deneyimlerinden
                 alınan dersler eşliğinde kat edilen ilerleme şeklinde ifade edilmesi mümkündür.
                 Teknolojik konularda olduğu gibi insan hakları ve hukuk alanında da her şeyin sahibi,
                 her şeyin en iyisi, tek iyisi bir ülke veya ülkeler birliği mevcut değildir.

                 Demokratik bir hukuk devleti temeli üzerine inşa edilen ülkemiz, özellikle çok partili
                 siyasi hayata geçişin ardından, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan haklarına
                 saygı hususunda sürekli artan bir şekilde çıtayı yükseltmiştir.
                 Yakın  dönemde  ise,  AB  uyum  süreci  bağlamında  gerçekleştirilen  ve  temel  haklar
                 alanında ciddi ilerleme sağlayan iyileştirme adımları atılmıştır.
                 Bu iyileştirme adımlarının yoğunluğu, kapsamı, niteliği ve etkileri düşünüldüğünde,
                 2002 ve sonrası dönemin özel bir öneme sahip olduğu görülmektedir. Hukuk devleti ve
                 insan hakları standartlarının ileriye taşınması, demokratikleşme, sivilleşme, normalleşme
                 açısından bu dönem, tarihi nitelikte adımlara sahne olmuştur. Nitekim bu dönemde,
                 temel hak ve özgürlüklerin kapsamını genişleten, demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi
                 alanlarda mevcut düzenlemeleri güçlendiren ve güvence altına alan, her biri birer “sessiz
                 devrim”  niteliğinde  devasa  adımlar  atılmıştır.  İlgili  düzenlemeler,  vatandaşın  yaşam
                 kalitesini artırdığı gibi devletin uluslararası saygınlığına da büyük katkıda bulunmuştur.
                 Söz konusu süreçte, insan hakları ve temel özgürlükler alanlarında hukukî ve
                 idarî reformlar yapılmış, hukuk ve yargı sistemi güçlendirilmiş, işkence ve kötü
                 muamelenin önlenmesi, kadın-erkek eşitliğinin geliştirilmesi gibi konularda önemli
                 temel düzenlemeler yapılmış, daha katılımcı bir demokrasi adına, dernek ve vakıfların
                 faaliyetleri kolaylaştırılmıştır. Bu reformlarla, düşünce ve ifade özgürlüğünün alanının
                 genişletilmesi yönünde önemli adımlar atılmıştır.




             296 2021 YILLIK RAPOR
   292   293   294   295   296   297   298   299   300   301   302