Page 300 - 2021 Yıllık Rapor
P. 300
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
Tutuklu veya hükümlüler ile bu kişilerin yakınları tarafından veya avukatlar ve sivil
toplum kuruluşları tarafından Kurumumuza mevcut rapor döneminde iletilen şikâyet
başvuruları hakkında tarafımızca yürütülen inceleme ve araştırmalar kapsamında elde
edilen bulgulardan hareketle mesele aşağıda analiz edilmektedir:
7.10.1.1.1 Arama, Sayım, Kurum Güvenliği ve Disiplin Meselesi
Ceza tutuk ve infaz evleri ile kolluk işlemlerinin yürütüldüğü mekânlardaki uygulamalardan
kaynaklanabilecek hatalar, kamu mercilerinin diğer sıradan hatalarından farklı olarak,
kişilerin bizatihi maddi ve manevi kişilikleri üzerinde sonuç doğurabilecek ve telafisi
mümkün olmayan hak ihlallerine yol açabilecek kusurlardır. Bu yönüyle, her ülkede
olduğu gibi ülkemizde de söz konusu mekânlardaki uygulamaların yakından izlenmesi
büyük önem arz etmektedir. Yine bu öneminden hareketle, özgürlüğünden mahrum
kılınan tutuklu, hükümlü ve hükümözlü kişilerin barındırıldığı mekânlarda yürütülen
iş ve işlemlerden sorumlu kamu görevlilerinin işlem, eylem ve uygulamalarının, hukuk
kurallarına uygun şekilde yürütülüp yürütülmediğinin denetimi hususu, sadece adli
mercilerin yetki, görev ve sorumluluğu kapsamına girmemekte, aynı zamanda ve
özellikle önleyici tedbir bağlamında idari mercilerin de yakın nezaretini gerektiren
hassas işlemler arasında yer almaktadır.
Ülkemiz son dönemde, ceza adalet sisteminin işleyişinin, insan onurunu gözetecek
şekilde teşkiline yönelik önemli adımlar atmıştır. Bu amaçla 5237 sayılı Türk Ceza
Kanunu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik
Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun bütüncül bir bakış açısıyla baştan sona gözden
geçirilerek, 2004 yılında yeniden kabul edilmiştir.
Ülkemiz ceza infaz sisteminin işleyişinin temel dayanak belgesi niteliğinde, ceza ve
güvenlik tedbirlerinin işleyişi ile ceza infaz kurumları ve tutukevlerinin yönetimine
dair temel hukuk kuralı olan 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı
Hakkında Kanunu’nun “İnfazda temel ilke” başlıklı 2 nci maddesinde, ceza ve güvenlik
tedbirlerinin infazına ilişkin kuralların, ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet,
doğum, felsefî inanç, millî veya sosyal köken vb. hiçbir konuda ayrım yapılmaksızın
ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınmaksızın uygulanacağı; ayrıca ceza ve güvenlik
tedbirlerinin infazında zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda
bulunulamayacağı güvence altına alınmıştır.
Modern infaz sistemlerinin temel amacı, “tutulu kişilerin” bir taraftan cezalarının infazı,
diğer taraftan da bu kişilerin ıslahı ve topluma yeniden katılımlarının kolaylaştırılması
amacına dayanmaktadır. Bu husus, 5275 sayılı Kanun’un “İnfazda temel amaç” başlıklı 3
üncü maddesinde, hükümlünün öncelikle genel ve özel önlemesinin sağlanması (cezanın
infazı) yanı sıra yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirmek, toplumu
suça karşı korumak, hükümlünün yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek, üretken ve
kanunlara, nizamlara ve toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk taşıyan bir yaşam
biçimine uyumunu kolaylaştırmak şeklinde tarif edilmiştir. Yine Kanun’un “Hapis
cezalarının infazında gözetilecek ilkeler” başlıklı 6 ncı maddesinde, “hükümlülerin
2021 YILLIK RAPOR 299