Page 303 - 2021 Yıllık Rapor
P. 303
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
Nelson Mandela Kuralları olarak bilinen, 17/12/2015 tarihli Birleşmiş Milletler
Mahpusların Islahı İçin Asgari Standart Kuralları’na (1955 tarihli BM Mahpusların
Islahı İçin Asgari Standart Kurallar Bütünü’nün revizyonu) göre, hapishane sistemi,
olaya özgü olarak haklı görülebilir ayırma ya da disiplin gerekçeleri hariç, hürriyetten
mahrum bırakmanın yol açtığı ıstırabı, daha ağır hale getiremez. Kurallarda, kısıtlama
araçlarının, ancak yasa izin verdiğinde ve diğer denetim yöntemlerinin başarısızlığı
halinde, hapishane müdürünün emriyle, mahpusun kendisine ya da başkalarına veya
eşyalara zarar vermesini engellemek amacıyla kullanılabileceği düzenlenmiştir. Bu
noktada hapishane personeline, saldırgan mahpusları bedenen denetim altına almalarını
sağlayan, özel fiziksel eğitim verilecektir. Benzer şekilde, hapis cezasının ya da kişinin
özgürlüğünü kısıtlayan diğer tedbirlerin amacının, öncelikle toplumu suça karşı
korumak ve suçun tekrarını azaltmak olduğundan bahisle, eğer hapislik dönemi, bu
kişiler tahliye olduklarında mümkün olduğunca topluma yeniden uyumlarını sağlayacak
biçimde kullanılırsa başarılabileceği vurgulanmıştır. Yine Kurallara göre, hapishane
idarelerinin, ayrı tutulan ya da tutulmuş mahpuslar için hapishaneden salıverilmelerinin
ardından kapatılmalarının kendileri ve ait oldukları topluluk üzerindeki zararlı etkilerini
hafifletmek amacıyla gerekli tedbirleri alacakları belirtilmiştir.
Nelson Mandela Kuralları’nda, süresiz olarak hücrede tutma, uzatılmış hücrede
tutma açıkça yasaklanmıştır. Buna göre, hücrede tutma, sadece istisnai durumlarda,
son çare olarak, mümkün olduğunca kısa bir süre için ve bağımsız denetime tabi
olarak, sadece yetkili merciin izni ile kullanılacağı, mahpusun aldığı cezaya istinaden
uygulanamayacağı, bu tedbirin durumlarını kötüleştirmesi halinde, hücrede tutmanın,
zihinsel ya da fiziksel engelli mahpuslara uygulanmasının yasak olacağı vurgulanmıştır.
Temel kurallara göre, sağlık çalışanları, disiplin yaptırımı veya diğer kısıtlayıcı tedbirlerin
mahpus üzerindeki olumsuz fiziki veya psikolojik etkilerini, gecikmeksizin hapishane
müdürüne bildirmeli ve tıbben gerekli görmeleri halinde, yaptırımın kaldırılması ya da
değiştirilmesi yönünde tavsiyede bulunmalıdır.
Başta 5275 sayılı Kanun ve Nelson Mandela Kuralları olmak üzere, temel insan hakları
kuralları göz önünde tutulduğunda, mahkûmların, ıslahına yönelik mevzuat tarafından
öngörülen tedbirlere başvurulmaksızın, tek kişilik odada uzunca süre tutulmaları
hukuka aykırı bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır.
Farklı ulusal ve uluslararası mercilerce sürekli haberli habersiz denetim yapılan ve tüm
ortak alanlarda kamera bulunan ceza infaz kurumları açısından ceza infaz memurlarının
mahpuslara karşı darp iddialarının oldukça azalmış durumda olduğunu söyleyebilmek
mümkündür. Bu konudaki her iddia çok önemli olduğundan, kamera kayıtları ve
sağlık raporları incelenerek değerlendirilmektedir. Kurum görüşmelerinden, yapılan
toplantılarda memurların zorunlu haller hariç, mahpuslarla kameranın olmadığı bir
ortamda tek olmaması gerektiği özel olarak vurgulanmaktadır. Ancak özel hayatın
gizliliği ilkesi gereği yaşam alanlarında kamera olmadığı ve ceza infaz memurları
mahpusların tutulduğu odanın dışında olduğu için mahpusların, mahpuslara zarar
verme konusu ise, üzerinde özel çalışma gerektiren zorlayıcı bir husus olarak karşımıza
302 2021 YILLIK RAPOR