Page 177 - 2022-Yillik-Rapor-web
P. 177

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU



                 Uluslararası  hukukta bilgi edinme  hakkının korunma yollarına bakıldığında ise;
                 10 Aralık 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 19’uncu maddesinde,
                 “herkesin düşünce ve anlatım özgürlüğü hakkı olduğu, bu hakkın düşüncelerinden dolayı
                 rahatsız edilmemek, ülke sınırları söz konusu olmaksızın, bilgi ve düşünceleri her yoldan
                 araştırmak, elde etmek ve yaymak hakkını gerekli kıldığı” belirtilmiştir. Avrupa İnsan
                 Hakları Sözleşmesi’nin “İfade özgürlüğü” başlıklı 10’uncu maddesinde de benzer bir
                 anlatım kullanılarak, “herkesin ifade özgürlüğü hakkına sahip olduğu, bu hakkın, kamu
                 makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü
                 ve haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de” kapsayacağı ifade edilmiştir. Avrupa
                 Birliği  Temel Haklar Bildirgesi’nin 11’inci maddesi ise,  “herkesin, ifade özgürlüğü
                 hakkına sahip olduğu, bu hakkın, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ulusal
                 sınırlarla kısıtlanmaksızın bir görüşe sahip olma, haber ve düşünceleri elde etme ve bunları
                 ulaştırma özgürlüğünü içerdiğini” düzenlenmiştir.
                 Yukarıda belirtildiği üzere, Anayasa, yasa ve uluslararası metinler ile yüksek koruma
                 sağlanan bilgi edinme hakkı, idarelerin kamu hizmetlerini yürütürken kullandığı kamu
                 gücüyle vatandaştan üstün konumda olması karşısında ve -ilgili Kanun’da da belirtildiği
                 üzere-, demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan ilkeler gereğince, kişilere idarenin
                 eylem, işlem ve kararlarından bilgi sahibi olma imkânı vermektedir.

                 Günümüzde değişen yönetim ilkeleri gereğince idarelerden; eylem, işlem ve kararlarında
                 şeffaflık, hesap verilebilirlik, dürüstlük, ölçülülük, yetkinin kötüye kullanılmaması gibi
                 iyi yönetim ilkelerine uygun davranmaları beklenmektedir. Özellikle idarenin şeffaflığı
                 ilkesi yönetilenlerin işleyen idari mekanizmaya katılımı açısından oldukça önemli
                 olup, yönetilenler söz konusu katılıma anayasal güvenceye sahip bilgi edinme hakkı
                 aracılığıyla erişebilecektir.

                 Vatandaşlar bu hakkın kullanılmasıyla sahip olunan bilgiler aracılığıyla, daha aktif ve
                 bilinçli şekilde demokratik katılım sağlayabilecek, bu yolla idareleri denetleyebilecek,
                 idarenin hatalı eylem, işlem ve kararlarının düzeltilmesini sağlayabilecektir. Bu yönüyle
                 bilgi edinme hakkının, demokrasinin hayata geçirilmesinde oldukça önemli bir unsur
                 olduğu görülmektedir.

                 Dilekçe hakkı ise; hukuk devletinin gereklerine uygun olarak, Türk vatandaşlarının ve
                 Türkiye’de ikamet eden yabancılar için karşılıklılık esası gözetilerek kendileriyle veya
                 kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında TBMM’ye ve yetkili makamlara yazı ile
                 başvurma hakkını içermekte olup aynı zamanda hak arama özgürlüğü ve Anayasa’da
                 aynı madde içerisinde düzenlendiği bilgi edinme hakkıyla da yakın ilişki içerisindedir.

                 Yasa koyucu tarafından dilekçe hakkının gereği gibi kullanımına özel önem atfedildiği ve
                 bu hakkın kullanımının ceza hukuku normları ile koruma altına alındığı görülmektedir.
                 Buna göre;   Türk Ceza Kanunu’nun 121’inci maddesinde, kişinin belli bir hakkı
                 kullanmak için yetkili kamu makamlarına verdiği dilekçenin hukuki bir neden



             176 2022 YILLIK RAPOR
   172   173   174   175   176   177   178   179   180   181   182