Page 103 - KDK
P. 103
“vasıfları ve “kamu tüzel kişiliğini “haiz olmaları nedeniyle kanuni dü-
zenlemelerde, “sivil toplum kuruluşu/örgütü “olarak tanımlanan ku-
ruluşların dışında tutulmaktadır. Kanun koyucu bunları sivil toplum
örgütü olarak kabul edilen vakıf, dernek, kooperatif ve sendikalar gibi
gönüllü kuruluşlardan ayırmaktadır.
50 - Ayrıca, 21/06/2012 tarih ve 6332 sayılı Türkiye İnsan Hak-
ları Kurumu Kanununun 5 inci maddesinin altıncı fıkrasında, Kurul
üyesi seçimlerinde, “sivil toplum kuruluşları “ve “mesleki kuruluşlar
“ayrımının yapılması; yine ilçe insan hakları kurullarına üye seçimini
düzenleyen İl ve İlçe İnsan Hakları Kurullarının Kuruluş, Görev ve Ça-
lışma Esasları Hakkında Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin birinci fıkra-
sının (h) bendinin meslek odalarından bir temsilcinin, (l) bendinin ise
sivil toplum kuruluşlarından iki temsilcinin seçileceğini düzenlemesi,
meslek odalarının sivil toplum kuruluşu olmadığına aleniyet kazandı-
ran apaçık göstergelerdir.
51- Hukuki nitelikleri ve idare teşkilatı içindeki statüleri dikkate
alındığında, zorunlu üyelik esasının geçerli olduğu meslek odalarını,
dernek statüsüyle faaliyette bulunan meslek örgütlerinden ayırmak
gerekmektedir. Bunları, bu anlamda sivil toplum kuruluşu olarak ad-
landırmak uygun olmamaktadır. Kanunla kurulmaları, üyeliğin zo-
runlu olması, devletle olan organik bağları, kamu yönetimi teşkilatı
içerisinde yer almaları ve kanuni düzenlemelerle bu kuruluşlara diğer
meslek örgütlerinden farklı olarak tanınan bazı ayrıcalıklar ve benze-
ri bazı hususiyetler nedeniyle meslek odalarının çağdaş anlamda sivil
toplum kuruluşu niteliği taşımadıkları anlaşılmaktadır.
52 - Türkiye’de meslek odaları, anayasal ve yasal düzenlemeler ge-
reği “kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu “tanımıyla/statü-
süyle kamu yönetimi aygıtı içerisinde yer almaktadır. Özel kanunlarla
kurulan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, üyelerinin or-
tak mesleki çıkarlarını korumak ve kanunlarla verilen diğer görevleri
yürütmek üzere örgütlenmekte ve yasayla belirlenen sınırlar içerisin-
de faaliyet yürütmektedirler. Bu kuruluşlar her şeyden önce kendi ilgi
alanlarında faaliyet gösteren gerçek veya tüzel kişilerin bu kuruluşlara
üyelikleri kanunla zorunlu hale getirildiğinden, sivil toplum kuruluş-
larının vazgeçilmez gereklerinden biri olan “gönüllü üyelik “esasına
uymamaktadırlar. Karar organları seçimle işbaşına gelse bile, yasa ile
98 KAMU DENETÇILIĞI KURUMU