Page 61 - KDK
P. 61

12.2) Bununla birlikte AİHM, pek çok kararında Sözleşme meka-
            nizmasının rolünün temel olarak ikincil olduğunu, belirtmiştir. 8 Tem-
            muz 2003 tarihli Hatton ve Diğerleri - Birleşik Krallık davasında
            “Mahkeme, Sözleşmenin esas olan ikincil rolünü yinelemektedir. Ulusal
            makamlar doğrudan demokratik meşruiyete sahiptir ve ... yerel
            ihtiyaç ve şartları uluslararası bir mahkemeden daha iyi tespit
            edebilmektedirler. Demokratik toplumdaki görüşlerin makul olarak ge-
            niş bir şekilde değişiklik gösterebildiği genel kural konusunda ulusal kural
            koyucularının rolüne özel bir ağırlık verilmelidir.(par.97) “şeklinde karar
            vermiştir.

               12.3)  Diğer taraftan AİHM, devletin yapacağı düzenlemelerdeki
            takdir hakkı ile ilgili olarak 15 Ocak 2013 tarihli Eweıda ve Diğerleri
            - Birleşik Krallık davasında “Devletin Sözleşme kapsamındaki pozitif
            ve negatif yükümlülükleri arasındaki sınır kesin olmasa da, geçerli ilkeler
            yine de benzerlik arz etmektedir. Her iki bağlamda da, bireyin çıkarla-
            rıyla genel anlamda toplumun çıkarları arasında gözetilmesi ge-
            reken denge adil olmalı ve her hal ve karda Devletin takdirine de
            tabi olmalıdır. (bkz. Palomo Sanchez ve Diğerleri, yukarıda atıfta bulu-
            nulan, paragraf 62). (par.84) “yönünde görüş bildirmiştir.

               12.4) Anayasa Mahkemesi’nin, 20.9.2012 tarih ve E.2012/65,
            K.2012/128 sayılı Kararında;  “…Diğer yandan, Türkiye Cumhu-
            riyeti Devletinin kuruluşu öncesine giden bazı toplumsal ve siyasal
            olayların azınlık dinlerinin mensuplarına özgü hukuki düzenlemeleri
            beraberinde getirdiği de bir gerçektir. Dolayısıyla, dava konusu kura-
            lın diğer dinlerin mensupları aleyhine bir eşitsizliğe neden olup olma-
            dığını incelerken, sistematik yorum gereği hukuk düzenini bir bütün
            olarak ele almak, konuyu mevzuattaki diğer hükümlerle birlikte değer-
            lendirmek gerekecektir.

               Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucu belgelerinden olan Lozan
            Antlaşması, azınlıkların haklarını düzenleyen en önemli hukuki me-
            tinlerden biridir. Antlaşmanın “Azınlıkların Korunması “başlıklı üçün-
            cü faslında (m.37-44), Türkiye’de yaşayan gayrimüslim azınlıkların
            hukuku düzenlenmektedir. Antlaşma’nın 37. maddesine göre, “Tür-
            kiye, 38’den 44’e kadar olan Maddelerde musarrah ahkâmın kavanini
            asliye şeklinde tanınmasını ve hiç bir kanun, hiç bir nizam ve hiç bir
            muamelei resmiyenin bu ahkâma münafi veya muarız olmamasını ve





            56   KAMU DENETÇILIĞI KURUMU
   56   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66