Page 64 - KDK
P. 64
maddesinin gerekçesinde yapılan tanıma göre, “Hiçbir zaman din-
sizlik anlamına gelmeyen lâiklik, her ferdin istediği inanca,
mezhebe sahip olabilmesi, ibadetini yapabilmesi ve dinî inanç-
larından dolayı diğer vatandaşlardan farklı bir muameleye tâbi
kılınmaması anlamına gelir. “Devlet, din ve vicdan özgürlüğü-
nün gerçekleşebileceği ortamı hazırlamak için gerekli önlemle-
ri almak zorundadır.
Bu anlamda laiklik, devlete negatif ve pozitif yükümlülükler
yüklemektedir. Negatif yükümlülük, devletin bir dini ya da inancı
resmî olarak benimsememesini ve bireylerin din ve vicdan hürriyeti-
ne zorunlu nedenler olmadıkça müdahale etmemesini gerektirmekte-
dir. Pozitif yükümlülük ise devletin, din ve vicdan hürriyetinin
önündeki engelleri kaldırması, kişilerin inandıkları gibi ya-
şayabileceği uygun bir ortamı ve bunun için gerekli imkânları
sağlaması ödevini beraberinde getirmektedir.
Laikliğin devlete yüklediği pozitif yükümlülüğün kaynağı,
Anayasa’nın 5. ve 24. maddeleridir. Anayasa’nın 5. maddesine
göre, Devletin, temel amaç ve görevlerinden biri “kişinin temel
hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle
bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal
engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının ge-
lişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.”
hususları belirtilmiştir.
12.8) Anayasa Mahkemesi’nin 21/10/1986 tarih ve
E.1986/16,
K. 1986/25 sayılı Kararında; “Anayasa’nın 10. maddesinde yer
alan eşitlik kavramıyla kanun önünde eşitlik yani hukuki eşitlik kas-
tedilmiştir. Bu ilkeyle bir tek kişiye veya kimi topluluklara, aynı du-
rumda bulunan yurttaşlardan daha çok veya daha geniş hak ve yetkiler
tanımak yoluyla kanun karşısında eşitlik ilkesinin çiğnenmesi yasak-
lanmaktadır… Anayasadaki eşitlik ilkesinin amacının, aynı durumda
bulunan kişilerin yasalarca aynı işleme bağlı tutulmasını sağlamak ve
yurttaşlara, yasa karşısında dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefî
inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplerle ayırımlı davranılmasını ön-
lemek olduğu Anayasa Mahkemesi’nin çeşitli kararlarında vurgulan-
mıştır. ”
KAMU DENETÇILIĞI KURUMU 59