Page 71 - ekonomi-maliye-ve-vergi-1
P. 71
olduğunun kabulü zorunlu olmaktadır. Davalı bunların aksini ve kusursuz-
luğunu kanıtlayamamıştır.
104. (….) Bu durumda Mahkemece yapılacak iş; 10.5.1993 temerrüt
tarihinde, 20.7.1995 ödeme tarihine kadar geçen zaman zarfında, her yıl
itibariyle gerçekleşen yıllık enflasyon artış oranını, bu oranın eşya fiyatları-
na yansıma durumunu, mevduat ve devlet tahvillerine verilen faiz oranla-
rını, TL karşısında döviz kurlarını gösteren listeyi, davacıdan istemek, uz-
man bilirkişi düşüncesinden de yararlanmak suretiyle, bu süre içinde para
değerinin düşmesi, alım gücünün azalması nedeniyle, ortalama, davacı ala-
caklının maruz kaldığı zarar miktarını, BK.nun 43/2. maddesi hükmü de
dikkate alınmak suretiyle tespit etmek, sonra bulunan zarar miktarından
davacının icrada tahsil ettiği temerrüt faizini mahsup ederek, bakiyesine
davacının munzam zararı olarak hükmetmekten ibarettir.
105. (…) Ülkemizde süregelen hiperenflasyonun yüzde yüzlerde seyret-
tiği, vadeli mevduatların en az bu oranlarda gelir getirdiği, yabancı para
değerinin (kurların) her zaman temerrüt faiz oranlarını aştığı, banka kre-
dilerinin yüzde iki yüze kavuştuğu, paranın iç alım (satım) alma değerinin
büyük ölçüde azaldığı tartışmasız, yaşanan bir gerçek olduğu çok açıktır.
106. Böyle bir enflasyonist ortamda bireyin parasının değerini sabit
tutmak ve kazanç sağlamak için bir çaba ve girişimlerde bulunması örneğin
en azından vadeli mevduat veya kurları devamlı yükselen döviz yatırım-
larında değerlendirmesi, olayların normal akışına, hayat tecrübelerine uy-
gun düşen bir karine olarak kabul edilmesi zorunludur.
107. Gerçekte de, anlatılan enflasyonist ortamda yaşayan makul, nor-
mal bir kişinin parasını atıl biçimde elde tutmayacağı, gelir getirici bir yatı-
rıma dönüştüreceği, insan yapısının ve menfaatlerini koruma içgüdüsünün
de tabii bir sonucudur (…)
108. Bunların yanında, 20.10.1898 T. K.3 sayılı İçtihadı Birleştirme
Kararında “para her zaman kullanılması mümkün ve temettü getiren bir
meta olduğundan geç ödenmesi halinde zararın vücudu muhakkaktır” şek-
lindeki kabulde az yukarda açıklanan hukuki tespit ve bulguları doğrula-
maktadır. Şu durum karşısında, alacaklının davasında dayandığı maddi
olgulara uygulanması zorunlu görülen H.U.M.K. md. 238/2 ve MK.7 an-
lamında belirlenen delillerle alacaklı zararının kanıtlandığına ilişkin kari-
nenin vücut bulduğu ve böylece davacını zararını ispat yükümünü ifa etti-
ği açıktır. Bu aşamadan sonra sübut bulan karinenin aksini kanıtlayarak,
66 KAMU DENETÇILIĞI KURUMU