Page 307 - kdk-2015-yillik-rapor
P. 307
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
bulunmadığı konusunun irdelenmesi gerekmektedir . …Bu durumda; davacının ikametgahında
rızasıyla eşcinsel ilişkiye girmesinden ibaret olan fiilinin 657 sayılı Yasa'nın 124/2. maddesi
uyarınca Memur Disiplin Hukukunu ilgilendiren bir yönünün bulunmadığı ve disiplin suçu
oluşturmadığı, ayrıca söz konusu fiilin bir disiplin suçu olarak değerlendirilerek davacının 657
sayılı Yasa'nın 125 /E-g maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile
cezalandırılmasının Anayasa'nın 20/1. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8.
maddesi uyarınca "özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının" ihlali sonucunu doğuracağı
anlaşıldığından, dava konusu işlemde ve davanın reddi yolunda verilen idare Mahkemesi kararında
hukuki isabet görülmemiştir . ” şeklindedir .
18. Anayasa Mahkemesi'nin 14/11/2013 tarihli ve E. 2013/15, K. 2013/131 sayılı kararında;
Anayasa'nın 2 nci maddesinde belirtilen hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan
haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni
kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, Anayasa ve
hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlet olduğu, kanun
koyucunun hukuk devletinde kamu hizmetlerinin uyum ve düzen içinde yürütülmesini sağlamak
amacıyla hizmeti sunan kamu görevlileri için disiplin düzenlemeleri içeren kurallar öngörebileceği ve
bu kurallara uyulmasını temin etmek amacıyla çeşitli disiplin yaptırımları benimseyebileceği
açıklanmaktadır. Ancak disipline konu eylemler ile yaptırımlar arasında adil bir dengenin
gözetilmesi de hukuk devleti ilkesinin bir gereği olduğu, eylem ile yaptırım arasında bulunması
gereken adil dengenin, "ölçülülük ilkesi" olarak da adlandırıldığı ve bu ilkenin alt ilkelerini de
elverişlilik, zorunluluk ve orantılılık ilkelerinden oluştuğundan bahisle "Elverişlilik ilkesi"nin,
öngörülen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını,"zorunluluk ilkesi"nin
öngörülen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç bakımından zorunlu olmasını ve "orantılılık
ilkesi"nin ise öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken orantıyı ifade
ettiği açıklanmaktadır.
19. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 25 Mart 1993 tarihli Costello Roberts – Birleşik
Krallık davasında; özel hayatın bütün unsurlarıyla tanımlanamayacak geniş bir kavram olduğuna
işaret etmiş; özel hayatın kişinin ismi ve kimliği, bireysel gelişimi, aile yaşamı yanında, dış dünya ile
bağlantısını, başkaları ile ilişkisini, ticari ve mesleki faaliyetlerini de kapsadığını belirtmiştir. 16
Aralık 1992 tarihli Niemietz – Almanya davasında; “...[özel hayat] kavramını, bireyin kişisel
hayatını istediği gibi yaşayabileceği bir "iç alan”la kısıtlamak ve bu alanın dışında kalan dış dünyayı
bu alandan tamamen hariç tutmak aşırı sınırlayıcı bir yaklaşımdır.Özel hayata saygı başka insanlarla
ilişki kurmak ve söz konusu ilişkileri geliştirmek hakkını da bir dereceye kadar içermelidir.”
ifadeleriyle özel hayat kavramını açık bir şekilde mahremiyet hakkından geniş tutmuştur. Mahkeme
13 Temmuz 2000 tarihli Elsholz - Almanya davasında; aile kavramının, evliliğe dayalı ilişkilerle
sınırlı olmadığı ve tarafların evlilik olmadan bir arada oturduğu fıili "aile" bağlarını da
kapsayabildiğini, (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarından Örnekler, Gilles Dutertre, Avrupa
Konseyi Yayınlan. Eylül 2007. s. 314-315). 18 Aralık 1986 tarihli Johnston - İrlanda davasında
ise; çocuklarıyla beraber yaşayan evli olmayan çiftlerin normalde aile hayatı yaşadığını, söz konusu
ilişkinin istikrarlı olma özelliğinden ve diğer yönleriyle evliliğe dayalı bir aileden ayırt
edilememesinden dolayı kabul etmiştir. Ayrıca, Mahkeme, 24 Nisan 1996 tarihi Boughanemi –
Fransa davasında verdiği kararda; “8. Madde'nin dayandığı aile hayatı kavramı, bir arada
yaşanmadığında bile, çocuk meşru olsun veya olmasın, bir anne veya baba ve çocuğu arasındaki
bağı kapsar. Söz konusu bağ ortaya çıkan olaylardan dolayı bozulsa bile bu sadece istisnai şartlarda
.
10 / 18
306
YILLIK RAPOR 2015