Page 164 - 6. yılında ombudsmanlık web
P. 164

nu tanımlayan şöyle bir ibare vardı: Ombudsman kimdir? Ombudsmanın, vatandaşı
            idareye karşı savunan, idareyi gerektiği zaman sorgulayan ama idarenin uygulamasını
            haklı gördüğü durumlarda da idarenin safına geçip neyin ne olduğunu vatandaşa an-
            latan bir fonksiyonu var. Dolayısıyla, vatandaşa dönerek mesele senin bildiğin gibi de-
            ğilmiş, ben de araştırdım, bu konu biraz daha farklıymış tarzında bir yaklaşımı ortaya
            koyabilir, idareyi savunan bir konuma geçebilir.

               Efendim, genel olarak yani ülkemizde biraz ister kamu çalışanları olsun, isterse
            bazen bizim gibi yönetici uygulayıcılar olsun kamu kaynağına yaklaşım konusunda
            birtakım sıkıntılarımızın olduğunu değerlendiriyorum. Ve şunu da söyleyebiliriz ki ço-
            ğunlukla da herkes mesela bir hak arama yoluna haklı olduğu için başvurmayabiliyor.
            Yıllar önce Yargıtay’da bir sempozyum vardı, sempozyuma katılan bir hocamız şöyle
            bir giriş yaptı dedi ki: “Biraz önce Güven Park’tan geçtim, 2 minibüsçü kavga ediyordu.
            Birisi birisine dedi ki ‘Seni mahkemeye vereceğim, sürüm sürüm süründüreceğim.’”
            Yani, mahkeme her zaman hakkın arandığı yer değil, diğerinin sürüm sürüm süründü-
            rüldüğü bir yer de olabiliyor.

               Şimdi, idare olarak da bizim şöyle bazı hatalarımız olduğunu düşünüyorum: Me-
            sela, biraz önce Sayın Başdenetçimiz ÖSYM Sınavlarındaki 15 dakika erken giriş uygu-
            lamasından bahsetti… Ben diğer tarafın mutfağındaydım. Sınavlara girişler 09.45’te
            olsun kararı verildiğinde ÖSYM’nin Yönetim Kurulu üyesiydim. Aslında o 09.45 kararına
            çok uzun süreçler sonunda gelindi. Şöyle bir durum var: Sınav 10.00’da başlıyor. Sonra
            mesela 10.01’de gelen adamı sınava kabul ediyorsunuz, 10.02’de, 10.03’de, 10.05’de…
            En son, prensip kararı alıyorsunuz “Çeyrek geçeye kadar gelen adayları sınava alalım.”
            diyorsunuz; bu sefer 10.16’da birisi geliyor. Sonra bir adaydan şikâyet alıyorsunuz, aday
            diyor ki: “Ya, ben sınava tam konsantre olmuştum, sonradan sınav başladıktan sonra
            harıl harıl gelen birisi oldu, bu adam çok heyecanlıydı, belgelerini bulamadı falan,
            benim motivasyonum bozuldu.” falan. Sonra sınavda bazı kurallar var; mesela sınav
            kurallarını okumanız gerekiyor, herkesin yerli yerine oturması gerekiyor, kimlik kont-
            rollerinin yapılması gerekiyor, adaylar zamanında gelmediğinde bunlar yapılamıyor
            diye şikayetler geliyor. Sonuçta dendi ki: “Bir prensip kararı alalım adaylar sınava 15
            dakika önce 09.45’te, önceden gelsinler, bu sınav sistemi bütün kurallarıyla uygu-
            lansın.” Ben sahada da bazı sınav uygulamalarına katıldım; sınav uygulayıcıları 15
            dakika erken gelme kuralından çok memnunlardı “Gerçekten bu çok iyi.” diye… Fakat
            sonrasında Kamu Denetçiliği Kurumumuzun tavsiye kararından sonra bir değerlendir-
            me yaptık ve şöyle bir yanlış yaptığımızı fark ettik: Yanlışın iki tane boyutu vardı. Bir
            tanesi doğru bir uygulamayı yanlış bir sınavdan başlatmıştık. Yani, insanlar çocukları-
            nı görüyorlar dört beş yıldır başını kaldırmadan çalışan çocuğun bir dakika gecikmek




        162   14 ŞUB A T 2019
   159   160   161   162   163   164   165   166   167   168   169