Page 212 - soma rapor 30122014
P. 212
11. Denetimle görevli kamu görevlilerinin görevlerini daha ciddi yapmalarının
sağlanması ve toplumdaki adalet duygusunu sarsacak böylesine olayların yaşanmaması
adına, iş kazaları sonucunda işçilerin yaşamını yitirmeleri ya da yaralanmaları
durumunda, bu konuda ihmali görünen ve denetimle görevli kamu görevlileri hakkında
yürütülecek soruşturmalarda 4483 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmayacağına dair
düzenleme yapılmalı ve böylelikle cumhuriyet savcılarının soruşturma iznine ihtiyaç
duymadan gerekli soruşturmayı yürütmeleri sağlanmalıdır.
12. Soma maden kazasının meydana gelişinde hükümet fonksiyonundan çok “idari
fonksiyon” un ve bunun başında bulunan üst düzey bürokratların sorumlu olduğu kuşkusuzdur.
Bu facia karşısında bürokratların gerekli demokratik tavrı, siyasilerden önce göstermeleri
beklenmektedir. Siyasi irade görevden almadan, bu makamlardan ayrılmalarının gerektiği,
abartılı bir tespit olarak görülmemelidir.
13. Salt beyana dayalı sistemin yarattığı sakıncalar dikkate alınarak madencilik
faaliyetlerine ilişkin tüm süreçlerde, beyan esasına dayalı uygulamadan süratle
vazgeçilmesi, bu açıdan gerekli mevzuat değişikliklerinin gerçekleştirilerek, madenlere
ilişkin her türlü idari karar ve onayın, belirlenecek kriterler üzerinden kanıtlanmış
verilere dayalı surette verilmesi gerekmektedir.
14. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın madencilikten sorumlu birimi olan Maden
İşleri Genel Müdürlüğü’ne 2010 yılında gerçekleştirilen yasa değişikliği ile "madencilik
faaliyetlerinin iş güvenliği ve işçi sağlığı ilkelerine uygun yürütülmesini takip etme" görevi de
verilmiştir. Bununla birlikte hâlihazırda MİGEM, ruhsatlandırma aşamasında iş sağlığı ve
güvenliği açısından kriterler aramak yerine, işletme ile ilgili kriterlere odaklanmaktadır.
Dolayısıyla MİGEM tarafından proje ruhsatı verilmesi aşamasında
gerçekleştirilecek denetimlerde, projeler üretime elverişli olmanın yanı sıra, hatta ondan
öncelikli olarak, iş sağlığı ve güvenliğine uygunluk yönünden değerlendirilmelidir.
15. Yenilenemeyen kaynaklar olmaları yönüyle üzerinde gelecek nesillerin de hakkı olan
madenlerimizin, küçük parçalara bölünerek yeterlilik ve tecrübe düzeyleri birbirinden farklı
işletmelerce işletilmesinin ölçek ekonomisi esasları çerçevesinde sürdürülebilir olmadığı,
kömür rezervlerinin doğal sınırlar yerine yapay olarak oluşturulmuş sahalara bölünmesinin
ekonomik açıdan yanlış bir yaklaşım olduğu, kaynak kaybı olmaması için, havza genelinde bir
planlama ve işletmecilik politikasının oluşturulmasının zorunlu olduğu düşünülmektedir.
198