Page 215 - soma rapor 30122014
P. 215
geliştirdikleri uluslararası CRIRSCO Standartlarının kabul edilmesi ve/veya pek çok ülkenin
yaptığı gibi uluslararası standartlarla örtüşen ulusal kodların oluşturulması gerekmektedir.
21. Yer altı kaynaklarının yüksek katma değer sağlayacak şekilde ekonomiye
kazandırılması, artan enerji ve sanayi hammadde talebinin güvenli ve ekonomik olarak
karşılanması, arz kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve geliştirilmesini stratejik hedef olarak
belirleyen MTA’nın, sistemde öncü bir rol üstlenerek havza madenciliğine ve ölçek
ekonomisine geçişin bilimsel ve teknolojik alt yapısını oluşturması, yer altı
zenginliklerimizden azami verimlilik elde edilmesi için arama faaliyetlerine ilişkin
ülkemiz koşullarına uyumlaştırılmış uluslararası standartları belirlemesi, MİGEM’e
ruhsatlandırma/sertifikalandırma başvurusu öncesinde firmaların bu standartlar
kapsamında yeterliliğini denetlemesi ve/veya akredite bir kuruluşa denetletmesi, bir nevi
başvuruyu vize etmesi gerektiği düşünülmektedir.
22. Maden kazalarının çoğunun rödövans veya hizmet alımı şeklinde özel sektörün
işlettiği maden ocaklarında meydana gelmiş olduğu, bu usullerin gerek işçiler gerekse
madenlerin verimliliği açısından sektörde yarattığı olumsuz etkiler bir arada düşünüldüğünde,
ismi ne olursa olsun hizmet alımı, rödövans olarak belirlenen ancak özünde taşeronluk
vasfı taşıyan bu tür uygulamaların kaldırılarak, madenlerde sadece ruhsat sahiplerinin
çalışabileceği şekilde bir yasal düzenlemeye gidilmesi ve böylelikle madencilik sektörünün
revize edilmesi gerekmektedir.
23. TKİ’nin ruhsat sahibi olduğu maden sahalarının sayıca fazla olması ve bu sahaların
büyüklüğü ile TKİ’nin mevcut yapısıyla bu madenleri işletmede yaşayacağı zorluklar birlikte
değerlendirildiğinde, TKİ’nin yapısının güçlendirilmesi yoluna gidilmesi, kârlılık ve
verimlilik ilkelerinin gerçekleştirilebileceği akılcı ve uygulanabilir planlar yapılması
hususu üzerinde hassasiyetle durulmalıdır.
24. Bir üst paragrafta bahsi geçen güçlendirme ve iyileştirme faaliyetlerinin hayata
geçirilebilmesi için zamana ihtiyaç duyulacağı göz önüne alındığında, halihazırda TKİ’nin
ruhsat sahibi olduğu, ancak işletemediği maden sahalarını rödövans ve benzeri
sözleşmeler ile kiralayamaya devam edebileceği, fakat bu durumda dahi asıl işveren
sıfatıyla sorumluluğunun süreceği Maden Kanunu’nda yapılacak düzenlemeyle hüküm
altına alınmalıdır. Ayrıca, rödövansın Maden Kanunu ile ilişkisinin kurulması ve bu
alandaki yasal boşluğun açık ve net düzenlemelerle doldurulması gerekmektedir. Sonuç
olarak; TKİ’nin ruhsat sahibi olduğu maden sahalarını bir bütün olarak özel sektöre
işletilmek üzere verebilmesinin ancak işletme hakkını devralan özel sektörün bu sahanın
201