Page 219 - Türkiye'deki Suriyeliler - Özel Rapor
P. 219

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU




            ve sürdürülebilir çözümlere ihtiyaçların ortaya çıkmasıyla birlikte gerekli çalışmaları
            başlatarak uygulamaya koyduğu gözlemlenmiştir. Alınan son kararlar çerçevesinde
            Bakanlığın uygulamaya koyduğu politikanın  Türkçenin yaygınlaştırılmasına yönelik
            olduğu açıktır.

            Ancak her ne kadar geçici eğitim merkezlerinde Arapça müfredata Türkçe öğretimi
            eklenmiş olsa da yapılan saha ziyaretlerinde geçici barınma merkezlerindeki çocukların
            büyük bölümünün  Türkçe konuşmaya ihtiyaç duymadıkları ve bu nedenle  Türkçe
            öğrenemedikleri gözlemlenmiştir.

            Bu durumun acilen değişmesi gerekmekte olup, dolayısıyla da eğitim dilinin Arapça
            olması, müfredatın  “gözden geçirilmiş” Suriye müfredatı olması, öğretmen kalitesi,
            karne ve diplomaların tanınması konusundaki belirsizlikler, devamsızlığın çok yüksek
            olması, teknik yetersizlikler ve en önemlisi paralel bir eğitim sisteminin oluşması gibi
            sorunlardan dolayı halen 404 olan GEM’lerin en kısa zamanda kapatılarak, öğrencilerin
            Türk devlet okullarına devredilmesi gerekmektedir.

            Zira, GEM’lere giden çocukların da kayıp kuşaklar arasına katılma riski oldukça
            yüksektir. Milli Eğitim Bakanlığı da bu durumu tespit ederek politikasını GEM’lerin
            öncelikle 1. Sınıflara olmak üzere daha fazla öğrenci almaması, kademeli olarak
            kapatılması ve öğrencilerin devlet okullarına alınması şeklinde belirlemiştir. Bu konuda
            AB ile yürütülen 500 milyon Avroluk  “Suriyeli Çocukların  Türk Eğitim Sistemine
            Entegrasyonunun Desteklenmesi Projesi”nin önemli katkı sağlayacağı beklenmektedir.

            Suriyeli çocukların  Türkiye’deki okullaşmasına kademeler itibari ile bakıldığında,
            ilkokul düzeyinde okullaşmanın net % 98’e çıktığı, bunun ortaokulda % 53’e, lisede ise
            % 23’e düştüğü görülmektedir. Bu durumun da oldukça sorunlu olduğu ve özellikle
            ileri sınıflardaki çocukların  Türkçe eğitimi alacak alt yapı için hazırlanarak  Türk
            devlet  okullarına yönlendirilmesi,  okul bırakmaların da  önüne  geçilmesi  gerektiği
            değerlendirilmektedir.

            Diğer taraftan Türkiye’deki Suriyeli okul çağındaki çocukların ciddi bir bölümünün
            ya okul imkânı bulamadığı, ya  Türkçe bilmediği ya da tercihen okula gitmediği
            anlaşılmaktadır. 12-13 yaş sonrasında erkek çocukların çalışma hayatı içinde yer aldıkları;
            kız çocukların ise aileleri tarafından okula gitmelerinin yeterince teşvik edilmediği,
            belirli bir yaş sonrasında ise özellikle engellendikleri gözlenmektedir.

            Suriyeli çocukların Türk eğitim sistemi içine entegrasyonu kadar Arapça dil eğitimi alma
            imkânlarının da sağlanması önem taşımaktadır. Son beş yıldır okuldan ve eğitimden
            uzakta kalan Suriyeli çocukların Arapça yazma ve okuma becerilerinin ciddi risk altında
            oldukları bilinmektedir.



                                                                   TÜRKİYE’DEKİ SURİYELİLER ÖZEL RAPORU  219
   214   215   216   217   218   219   220   221   222   223   224