Page 235 - Türkiye'deki Suriyeliler - Özel Rapor
P. 235
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
son aşaması olarak tanımlanan ve BM tarafından da desteklenen vatandaşlık öncesinde
sosyal, yerel, ekonomik ve mekânsal uyum süreçlerinin önemsenmesi gerektiğidir. Ancak
Türkiye’de Suriyeliler konusu genellikle “geçicilik” üzerine bina edildiği için, uyum
süreçlerinin ilk aşamada sistemli bir biçimde ve bir politika çerçevesinde geliştirildiği
söylenemez. İkinci önemli husus ise bu konuda Türk toplumunun süreç konusundaki
desteğinin alınmasıdır. Neticede, vatandaşlık konusu siyasi bir karar olarak, karar
mercilerinin risk değerlendirmesi çerçevesinde gerçekleşecektir.
Bu rapor kapsamında yürütülen inceleme ve araştırma sürecinde, ülkemizde geçici
korumadan yararlanan Suriyelilerin vatandaşlığa alınması hususunda çalışmalar
yapıldığı öğrenilmiştir.
Türkiye’de geçici koruma altında bulunan Suriyelilerin vatandaşlığı, normal koşullarda
vatandaşlık için başvuru hakları olmadığı için, “istisnai” hükümler çerçevesinde
gerçekleşebilmektedir. Bu konuda Valilikler tarafından yapılan çalışmaların GİGM’de
değerlendirilerek vatandaşlık verilmesi uygun ve yararlı bulunanların Bakanlar Kurulu
tarafından vatandaşlığa alınma hususunda GİGM ile Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel
Müdürlüğü ortak çalışmalara devam etmektedir.
Bu kimselerden uygun bulunanlarının vatandaşlığa alınmasının toplumsal uyumun
sağlanmasına hizmet etmekle kalmayacağı; buna ek olarak bu yolla ülkemizdeki beşeri
sermayenin gelişmesine, sektörel çeşitlilik sağlanmasına, sermaye birikimine, belirli
sektörlerde ihtiyaç duyulan nitelikli işgücünün ülkemizde kalmasına, bu kimseler
sayesinde kurulabilecek yeni dış ticaret bağları sonucunda ülkemizin ekonomisine katkı
sağlanmasına yardımcı olunabileceği değerlendirilmektedir.
Bununla birlikte, bu çalışmalar sosyo-ekonomik analizlere dayalı olarak, konunun çok
boyutluluğu gözetilerek önceden belirlenmiş belirli kriterlere bağlı olarak yürütülmeli;
vatandaşlığa alınma öncesinde ve sonrasında çeşitli proje ve eğitimlerle desteklenmelidir.
Vatandaşlık süreçleri için diğer aşamaların da mutlaka değerlendirilmesi gerekmektedir.
Örneğin özellikle nitelikli işgücüne sahip geçici koruma altındaki Suriyelilere ikamet
izni verilmesi önemli bir sorunu ortadan kaldırabilir. İkamet sahibi olan Suriyelilere,
belirli süreler içinde (örneğin 3, 5, 8 ya da 10 yıl) ortaya koyduğu “uyum” değerlendirmesi
sonrasında vatandaşlık verilebileceği değerlendirilmektedir.
Ağustos 2016’da yasalaşan “Turkuaz Kart” uygulaması da bu çerçevede yeniden
değerlendirilmelidir. Türkiye’de yaşayan ve belirli niteliklere sahip olan yabancıların
statüsüne bakılmaksızın “Turkuaz Kart”a sahip olabilmesinin yolunun açık olması,
nitelikli Suriyeli işgücünün ülkemizde kalmasını hem teşvik edebilecek hem de kalıcı
TÜRKİYE’DEKİ SURİYELİLER ÖZEL RAPORU 235