Page 71 - uluslararsi-ombudsmanlik-sempozyumu-2017
P. 71
2. GÜN
ratılmışların en şereflisi insandır, eşrefi mahlukattır.” Yani biz, insana hizmet
etmek, Allah’ın yarattığı en şerefli mahlûku, en şerefli yaratığı, o insanı ku-
caklayabilmek ve o sınavı başarı ile verebilmek içindir.
Osmanlı-Rus Savaşı sonrası bu topraklara insanlar geldi, topraklarından
gönderildiler, bu topraklardaki insanlar yani bizim atalarımız, dedeleri-
miz onlara sırtını dönmediler. Bugün bu topraklarda Gürcüler var, bugün
bu topraklarda Abhazlar var, bugün bu topraklarda Çerkezler var, bugün
bu topraklarda Tatarlar var, bugün bu topraklarda Bulgaristan’dan göçen
Pomaklar var, oradaki bizim insanlarımız, soydaşlarımız ve bizim ata dost-
larımız, bizim gönlümüzün yarıları var. Sadece o değil, 1923’te güzel Cum-
huriyetimiz ilan edildikten sonra Selanik’ten mübadele olarak gelenler var,
onlar da bu topraklarda aynı unsurla birlikte oldular. Yine 1950-1960 arası
Rahmetli Menderes’in Başbakanlığı döneminde Yugoslavya’da, Makedon-
ya’da, Priştine’de, Bosna’da, Kosova’da, Tetova’da, nerede olursa olsun
insanlar canlarını kurtarmak pahasına “evladım sen git, ben burada kalırım”
deyip gözü yaşlı annelerini, ninelerini o topraklarda bırakıp yine bu Anado-
lu coğrafyasına yani herkesin kendi serinliğini hissedebileceği, yine tırnak
içerisinde ifade etmek isterim ki, “emin” olarak gördükleri bu coğrafyaya
geldiler. Allah’a şükürler olsun, biz onlarla bugün büyük bir milletiz, onlar
bu ülkenin varlığı, birliği, beraberliği için yüzyıllar önce Anadolu’dan gitmiş
ama yine Anadolu’ya bu büyük şemsiyenin altına bir millet olarak geleceğe
adım atma kararlığında olmuşlardır.
Yetmedi! 1989 yılında yine hepimiz iyi hatırlarız, bu topraklarda hepimiz iyi
biliriz, Jivkov, Bulgaristan’da Belene kamplarından yine insanlığın kötü bir
imtihanı, insanlığın kötü bir sınavının tam da göbeğinde o insanlara sahip
çıkılacak mı çıkılmayacak mı, Türkiye’nin ekonomisini bunu kaldırır mı kaldır-
maz mı sorularına hiç bakmadan Allah rahmet eylesin Özal kapıları sonuna
kadar açarak bu milletin ortaya koymuş olduğu bu büyük insanlığı bir kez
daha göstermiştir. Şimdi onlar nedir biliyor musunuz? Onlar öğretmen, şim-
di onlar mühendis, şimdi onlar hemşire, şimdi onlar doktor ve şimdi onlar
bu milletin yarına umutla bakan fertleri ve bireyleri. Bu bizim bir insanlık
sınavımızdı.
Sadece öyle mi? Saddam’ın kimyasallarından kaçan Peşmerge’lere de sırtını
dönmeyen bir milletiz biz ve onlara insanlığın ne olduğunu, sadece madde,
sadece para, sadece silah satışı, sadece petrol satışı üzerinden gerçekleş-
meyen ve yine ifade etmek isterim ki insanlığın bambaşka bir tablo olduğu-
69