Page 263 - yargi-ozel-raporu
P. 263
sisteminin tepe noktalarından biri olan AYM’de üyelik vazifesini icra
edenlerin kendilerini sınırlayarak, kararların anayasaya uygun ol-
masını sağlamaları beklenmektedir. Ancak ülkemizin bu kapsamda
yaşadığı menfi tecrübeler, yerindelik denetimi anlamına gelebilecek
hususların engellenmesinde, kişilerin kendi kendilerini kontrol et-
meleri yerine daha somut tedbir ve mekanizmalara ihtiyaç duyuldu-
ğunu göstermiştir.
(464) Bütün bu hususların göz önünde tutulması suretiyle Mahke-
menin denetim sınırına riayet etmesini sağlama adına bazı önerilerin
dile getirilmesinde fayda vardır:
1. Norm denetimine ilişkin inceleme gerçekleştirilirken, Mah-
keme Genel Kurulundaki üyelerde yerindelik denetimi ya-
pıldığı yönünde bir irade oluşabilir. Böyle bir durumda az
sayıdaki üyenin bu durumu bir “ön sorun” olarak Genel
Kurulun bilgisine sunma imkânının getirilmesi ve derhal
konuya ilişkin genel görüşme açılması sağlanmalıdır. Gö-
rüşme neticesinde, üyelerin hukukilik denetimi sınırlarının
aşıldığına ilişkin iddiaları, Genel Kurulun oylamasına su-
nulmalıdır. Mahkeme Genel Kurulu, yerindelik denetimi
204
yasağına uyulup uyulmadığını üye tam sayısının nitelikli
çoğunluğuna dayanan bir kararla belirlemelidir. Hukukilik
Adalet Sistemimizin Sorunları, İyileştirilmesi ve Güvenilirliğinin Artırılması Hakkında Özel Rapor
denetiminin aşılmadığı yönünde bir karar alınırsa soyut veya
somut norm denetimine devam edilmelidir; aksi durumda
204 Benzer bir yetki Sözleşme tarafından AİHM’e de tanınmıştır. Sözleşmenin 32
nci maddesinin ikinci fıkrası;
“Mahkeme’nin yargı yetkisi, 33, 34, 46 ve 47. maddelerde belirlenen koşullar
uyarınca kendisine sunulan, bu Sözleşme’nin ve Protokollerinin yorumu ve uygu-
lamasına ilişkin tüm sorunları kapsar.
Mahkeme’nin yetkili olup olmadığı hakkında ihtilaf durumunda, kararı Mah-
keme verir.” hükmüyle yargısal yetkinin sınırlarını AİHM’in kendisinin tayin
edeceği belirtilmiştir. Bu bağlamda AİHM, “devletin takdir yetkisi alanı dokt-
rini”ni kararlarıyla geliştirerek yargı yetkisini sınırlamıştır. Anılan yaklaşım,
Sözleşmeye taraf olan devletlerin yükümlülüklerini yerine getirirken kendi
ülke koşulları dâhilinde serbestçe gerekli yöntemleri benimseyebilmelerine
cevaz vermektedir. Yani AİHM, bir anlamda yerindelik denetimine yönelme-
den kendisini sınırlandırmaktadır. Konuya ilişkin değerlendirmeler için bkz.
GÖZLÜGÖL, Said Vakkas, Avrupa İnsan Hakları Hukuku, Turhan Kitabevi,
2014, sf. 397-398.
236