Page 283 - yargi-ozel-raporu
P. 283
(511) AYM, anayasaya uygunluk açısından söz konusu 50 nci
maddenin ikinci fıkrasını değerlendirdiği 2011/59 E. 2012/34
K. sayılı kararında; “Anayasa’nın 148. maddesinde yer verilen birey-
sel başvuru yolu, dava dilekçesinde belirtildiği gibi sadece bir hakkın
ihlal edilip edilmediğinin tespiti davası değil, bireylerin temel hak ve
özgürlüklerinin kamu gücü tarafından ihlalinin önlenmesi ve bir ihlal
tespiti durumunda da bu ihlalin sonuçlarını ortadan kaldıracak veya
meydana gelen zararı giderecek şekilde hukuki sonuçlar doğuran bir
dava niteliğindedir. Bu nedenle, kanun koyucu bireysel başvurunun ni-
teliğine uygun gerekli usul hükümlerine Kanun’da yer vererek, Anayasa
Mahkemesinin görevinin sadece hak ihlallerinin tespiti değil, bu ihlali
ortadan kaldıracak nitelikte kararlar verebilmesine imkân tanıması ol-
duğu açıktır.
Ayrıca, dava dilekçesinde belirtildiği gibi Anayasa’nın 148. maddesinde
Anayasa Mahkemesinin bireysel başvurularda yetkisinin sadece bir hak
ihlalinin tespitiyle sınırlı olduğu yönünde bir kural bulunmamaktadır.
Yasama yetkisi genel ve asli bir yetki olup kanun koyucunun bir konu-
da düzenleme yapabilmesi için Anayasa tarafından özel olarak yetki-
lendirilmiş olmasına ihtiyaç yoktur. Bu nedenle kanun koyucu Ana-
yasa’da açıkça yasaklanmamış her alanda düzenleme yapabilir. Dava
konusu kuralda yer alan düzenlemelerin de bu kapsamda değerlendi-
rilmesi gerekir.” ifadeleriyle bize göre yetkisini genişletmiştir. Ancak
Adalet Sistemimizin Sorunları, İyileştirilmesi ve Güvenilirliğinin Artırılması Hakkında Özel Rapor
ifade edilmelidir ki; Anayasa gereği kanunla düzenlenecek hususlar
anayasanın sistematiği ve öngördüğü devlet teşkilatlanmasına halel
getirmeyecek mahiyette olmalıdır. AYM, Anayasanın “Yargı” baş-
lıklı üçüncü bölümünde yer alan yüksek mahkemelerden sadece
birisidir ve diğer yüksek mahkemeler ile arasında herhangi bir
hiyerarşiye işaret edilmemiştir. Buna rağmen söz konusu hüküm
marifetiyle Mahkemeyi “süper temyiz mercii” olarak konumlan-
dırmak birçok sorunu da beraberinde getirmektedir.
(512) Uyuşmazlıkları asıl olarak çözmekle mükellef olan ve dava-
ların tüm ayrıntılarını bilen esas merciiler, derece mahkemeleridir.
Ancak AYM Kanun gereği, hak ihlalini tespit etmek, ihlalin yol aç-
tığı zararların -AİHM’e benzer bir şekilde- tazminine hükmetmek
veya yargılamanın yenilenmesi yolunu açmak haricinde, derece
mahkemelerini belirli bir doğrultuda karar vermesi yönünde zorla-
256