Page 522 - yargi-ozel-raporu
P. 522
n) Yeni adliye binalarında savcı odalarının, ifade alınması ve
dosya muhafaza edilmesi için de kullanıldığı dikkate alınarak
yeterli büyüklükte tasarlanması,
o) Halkla ilişkiler kapasitesinin geliştirilmesi, (adliyelerde
mağdur, şüpheli ve tanık ilişkilerinin geliştirilmesi için ön-
lemler alınması, örneğin danışma masaları, tanık odaları,
bekleme salonları vb.)
ö) Yargılama sonucunda para cezasına hükmedilmesi halinde
bu miktarın belli bir kısmının mağdur adına verilmesi ona-
rıcı adaletin sağlanmasına katkıda bulunacaktır. Ayrıca mağ-
durun kamuya ve adalete duyacağı güven duygusunun artma-
sı sağlanacaktır. Tatmin edilen mağdurların tazminat yoluna
başvurmaması halinde de açılan dava sayısı düşecektir.
11- İletişimin dinlenmesi, tespiti ve kayda alınmasını düzenleyen
CMK’nın 135 inci maddesinde kanun değişikliği yoluna gidil-
miş, söz konusu tedbirin uygulanabilmesi için ağır ceza mah-
kemesinde oy birliği koşulu getirilmiştir. Bu düzenleme kişinin
hukuki güvencesini artırmış ise de geçmişte ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezalarında dahi aranmayan oybirliği koşulunun, koruma ted-
birlerinde aranması, orantılı olmadığı gibi makul ve gerçekçi din-
leme taleplerinin yerine getirilmesinde de sıkıntılara neden olacağı
aşikârdır. Bu düzenlemenin yeniden gözden geçirilmesinde fayda
bulunmaktadır.
12- Uygulamada tutuklama kararı verildikten sonra pek çok davada
tutukluluk süresi, deliller ve tutukluluğun gerekliliği tekrar incelen-
meden rutin bir şekilde uzatılmakta; tutuklama bir koruma tedbiri
olmaktan çok, sanığı cezalandırma yönünde adeta bir alışkanlığa dö-
nüşmektedir. Tutukluluğ un uzatılmasına dair kararlarda, ilk kararda Sonuç, Değerlendirme İle Sorunlara Yönelik Tespit ve Çözüm Önerileri
verilen gerekçeler tekrarlanmakta ve kalıplaşmış ifadeler kullanıldığı
eleştiri konusu yapılmaktaydı. Bu tespitte gerçeklik payı bulunmak-
tadır. Tutuklu yargılamaya sıklıkla başvurulması ve uzun tutukluluk
süreleri Sözleşmenin 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasının ihlaline
yol açmaktadır. Bu kapsamda ülkemiz aleyhine AİHM tarafından
verilen çok sayıda karar bulunmaktadır.
495