Page 221 - KDK
P. 221
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
yukarıda açıklanan usul izlenmediğinden ve yasal olarak öngörülmüş imkânlar yeterince
değerlendirilmediğinden, sigortalılar yönünden çalışma hayatı sonunda yaşlılık riskine
karşı ulaşılabilen en büyük güvencelerden biri olan emeklilik hakkına yönelik
müdahalenin önemi de göz önüne alındığında, başvuranın fiilen anılan işyerinde
çalışmadığı bir diğer ifadeyle sigortalılığının sahte olduğuna ilişkin kanaatin yeterli
incelemeye ve tereddüde yol açmayacak derecede somut tespitlere dayandığı sonucuna
ulaşmanın mümkün görünmediği; dolayısıyla bu kanaat üzerine başvuran hakkında
tesis edilen işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı kanaat ve sonucuna varılarak Sosyal
35
Güvenlik Kurumu Başkanlığına Tavsiyede Bulunulmasına verilmiştir.
7.2.2.19. Eksik ve Geç Ödenen Emekli Aylıklarına Faiz Ödenmesi
Başvuran, Ankara 16. İdare Mahkemesinin 11.03.2016 tarih ve E.2016/186, K.2016/751
sayılı kararı gereği Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının hatalı işlemi sonucunda
tarafına eksik ve/veya geç ödenen aylıklar bakımından ödemede bulunurken ödenmeyen
emekli maaşlarının ödenmesi gereken tarihlerden itibaren devlet alacaklarına uygulanan
en yüksek faizi ile ödemesini talep etmiştir.
Kurumumuzca yapılan inceleme neticesinde, Kurumun hatalı işlemi sonucunda eksik
ve geç ödenen aylıklar bakımından Sosyal Güvenlik Kurumunun, kendi mevzuatlarında
eksik yapılan ödemelere ilişkin bu ödemelere ayrıca yasal faiz uygulanacağına dair
herhangi bir düzenleme bulunmadığı gerekçesi ile, faiz ödemesi yapılamayacağı
yönünde karar vermesinin, hukuk normlarının birbirleri ile kurgusunu belirleyen
hukukun temel ilkelerinden olan genel kanunda yer alan hükme aykırı bir düzenleme
özel kanunda yer almadığı takdirde genel kanunun uygulanması gerekmekte olduğu
prensibine aykırılık teşkil ettiği değerlendirilmektedir. Nitekim yukarıda açıklanan
gerekçelerle emeklilik aylığının, şartların yerine gelmesi anından itibaren muaccel bir
borç niteliği kazandığı, bu itibarla Sosyal Güvenlik Kurumunun temerrüt borçlusu
olduğu gözetilerek, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun, E. 2012/7-502 K. 2012/707
sayılı Kararında “Para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan
birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür. Temerrüt faizi borçlunun para borcunu
zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden
işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık
olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir.
Temerrüt faizi belirtilen temel amaca hizmet etmenin yanı sıra, pratik başka amaçlara
da yöneliktir. Alacaklının bir zarara uğrayıp uğramadığı veya zararın temerrüt faizi
oranından daha düşük olup olmadığı tartışmalarına meydan verilmeksizin, borçlunun
faiz ödemeye peşinen zorlanması yargı organlarını büyük bir yükten kurtarmakta
ayrıca, borçluyu zamanında ödemede bulunmaya sevk etmektedir.” hükmü de dikkatte
alındığında, eksik veya geç ödenen aylıklar bakımından yasal düzenleme bulunmadığı
gerekçesi ile faiz talebini yeterli bulmayıp, sadece mahkeme kararı ile faiz verilmesinin,
Kurum ile aylığını geç alan sigortalıların tekrar karşı kaşıya getirilerek davalı konumuna
35 2020/69440 numaralı başvuru hakkında verilen 04.08.2020 tarihli Tavsiye Kararı
220 2020 YILLIK RAPOR