Page 347 - 2021 Yıllık Rapor
P. 347
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
Kurumumuza gelen başvurular arasında personelin iş ve işleyiş konusundaki tutum
ve davranışlarında gerekli dikkat ve özeni göstermeleri hususunda idarelerin uyarıda
bulundukları yazılı ikazların iptaline ilişkin olanlar dikkat çekicidir. Bu hususta, disiplin
cezası niteliğinde olmayan, mevzuatın öngördüğü şekilde bir disiplin soruşturması
yürütülmeksizin ve olay bütün yönleriyle incelenmeden personele yazılan ikaz yazıları
mevzuatın amir hükümlerine de aykırı olması nedeniyle incelenmekte ve iptaline ilişkin
tavsiye kararları verilmektedir.
Başvuranın yazıyla uyarılması işleminin iptal edilmesi talebi hakkındaki bir başvuru ele
alındığında, idare tarafından başvuranın iptalini istediği 24/02/2021 tarihli yazıda bahsi
geçen fiillerin, disiplin cezasını gerektirmediği kanaatinin oluşması nedeniyle disiplin
hukukuna ilişkin prosedürlerin uygulanmadığı anlaşılmıştır. Doğaldır ki bir idareci,
muttali olduğu bir olay karşısında mutlak surette disiplin soruşturması açmak zorunda
değildir. Bu konuda, idareci, olayın mahiyetine göre bir ön inceleme yaparak veya
yaptırarak takdir yetkisi çerçevesinde soruşturmaya başlama süresi içerisinde soruşturma
açılmasına karar verebileceği gibi sağlıklı bir işleyişin temini için başkaca tedbirlere
de başvurabilir. Nitekim bir idarecinin, mevzuatla belirlenen görev ve sorumlulukları
kapsamında idarenin gereği gibi işlemesini ve hizmetlerin gereği gibi sunulmasını temin
etmek için emrinde çalışan personeline, hakkaniyete aykırı olmamak ve kamu görevlisi
nezaketi dışına çıkılmamak kaydıyla sözlü olarak müdahalede bulunabileceği kabul
edilmektedir.
Ancak konuyla ilgili olarak yazılı bir işlem tesis edilmesi düşünülüyorsa ve bu
noktada mevzuatta yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurları açısından ne şekilde
hareket edileceği düzenlenmişse, 657 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinde yer alan
amirin kanun ve diğer mevzuatta belirtilen esaslar içinde yetkisini kullanacağı kuralı
çerçevesinde hareket edilerek yapılacak işlemlerin mevzuatın öngördüğü şekilde tesis
edilmesi gerekmektedir.
Başvuruya konu olayda ise idare, başvuranın disiplin cezasını gerektirecek bir fiil
işlemediği kanaati oluşması nedeniyle disiplin iş ve işlemlerinin uygulanmadığını iddia
etmekte, sadece personelin iş ve işleyiş konusundaki tutum ve davranışlarında gerekli
dikkat ve özeni göstermesi hususunda uyarıda bulunulduğunu ve bunun disiplin cezası
niteliğinde olmadığını ifade etmektedir. Fakat yazılı uyarı incelendiğinde, başvuranın
yürütmekte olduğu bazı görevlerde daha hassas davranması, çalışma arkadaşlarına karşı
iletişiminde daha dikkatli olması ve çalışma etiğine uygun hareket etmesi konusunda
yazılı olarak uyarıldığı görülmüştür. Buna göre, söz konusu işlemin, 657 sayılı Kanun’un
125 inci maddesindeki memurun görevinde ve davranışlarında daha dikkatli olması
konusunda yazılı olarak uyarılması şeklinde tarif edilen uyarma cezası mahiyetinde bir
müeyyide olarak uygulandığında şüphe bulunmamaktadır.
İdarenin, ilgilinin savunma hakkını kullanmasını sağlayan, lehte ve aleyhte olan bütün
delillerin toplanmasını ve olayın oluş biçimine göre ilgilinin öne sürdüğü özürlerin
doğruluk derecesinin araştırılmasını gerektiren ve yapılacak tarafsız bir soruşturma
sonucunda fiilin şüpheye yer vermeyecek şekilde ortaya konulması suretiyle tesis edilmesi
346 2021 YILLIK RAPOR