Page 342 - 2021 Yıllık Rapor
P. 342
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
Uyuşmazlık konusunun başvuranın yakın temaslı olarak 14 gün karantinada bulunduğu
dönemde Sağlık Bakanlığınca tarafına verilen raporun, COVID-19 kapsamında alınan
tedbirler çerçevesinde idari izin olarak ele alınıp alınmayacağının açıklığa kavuşturulması
gerekmektedir.
Bu konuyu ilgilendiren düzenlemeler, 2020/8 sayılı “COVID-19 Kapsamında Kamu
Kurum ve Kuruluşlarında Normalleşme ve Alınacak Tedbirler” konulu Cumhurbaşkanlığı
Genelgesi ile 2020/11 sayılı “COVID-19 Kapsamında Kamu Çalışanlarına Yönelik
Tedbirler” konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’dir. Her iki Genelge’de de koronavirüse
yakalanan veya temaslı olan kamu personelinin idari izinli sayılacağına ilişkin bir
ifadeye yer verilmemiş olup idarelere bir takdir yetkisi tanındığı görülmektedir. İdarenin
takdir yetkisine sahip olması, idarenin keyfi olarak hareket edebileceği anlamına
gelmemektedir. İdare, takdir yetkisini kullanırken kendisine verilen yetkinin amacı
doğrultusunda hareket etmeli, nesnellik ve tarafsızlık içinde davranmalı, eşitlik kuralını
gözetmeli, orantılılık ilkesine uymalı, kanunlarda özel koşullar öngörülmüşse bunlara
uymalı, bu yetkiyi kamu yararı ve hizmetin gereklerine uygun bir şekilde objektif,
makul ve geçerli neden ve gerekçelere dayalı olarak kullanmalıdır.
Uygulamada bazı kurumlar COVID-19 temaslısı personelinden hastalık raporu
istemekte, bazı kurumlar ise koronavirüs hastalarıyla temaslı olduğu tespit edilen kamu
çalışanlarını herhangi bir sağlık raporu almaksızın 14 gün idari izinli kabul etmektedir.
Sonuç itibarıyla mevzuatta da belirtildiği üzere COVID-19 temaslısı memurların
mali hakları bu durumdan etkilenmektedir. Zira hastalık raporu, hekim tarafından
bizzat yapılan muayene ve tetkikler sonucunda, tıbben istirahati lüzumlu görülenlere
düzenlenen raporken, hastalık izni ise, memurun görev yaptığı kurum veya kuruluşun
izin vermeye yetkili kıldığı birim amirlerince, işçiler içinse Sosyal Güvenlik Kurumu
(SGK) tarafından verilen izindir. Kamu kurumlarınca tedavi ve takipleri evlerinde
gerçekleştirilen hasta ve yakın temaslı kamu görevlilerinden mali, sosyal hak ve
yardımları ile diğer özlük haklarında kayıp yaşanmaması için hastalık izni uygulanmakta
ve dolayısıyla hastalık raporu talep edilmektedir. Hastalık raporunun tanımı dikkate
alındığında COVID-19 PCR (+) kişilerin hasta olarak tanımlanarak hastalık izni
alabilmeleri mümkünken, PCR (-) temaslı kişilerin “hasta” olarak değerlendirilmeleri
hastalık raporu tanımı ile bağdaşmamaktadır.
COVID-19 salgınının, sadece kurumlar için değil, tüm insanlık açısından olağanüstü
bir durum olduğu ve olağanüstü süreçlerin ise olağan dönemlere göre daha özenli olarak
değerlendirilmesi gerektiği göz önünde bulundurulduğunda, böylesi özel dönemlerde,
çalışan ve ailesi, hatta yakın çevresi açısından ücret sürekliliğinin sağlanması son
derece önemlidir. Bu nedenle konuyla ilgili mevzuatın mali ve sosyal haklar açısından
daha geniş yorumlanması gerektiği, COVID-19 kaynaklı karantina uygulamalarının
zorlayıcı sebep olarak değil, iş sağlığı ve güvenliği kapsamında düşünülmesi gerektiği
değerlendirilmiştir. Bu bağlamda temaslı kişilerin hastalıklı kişiler olarak tanımlanması
mümkün değildir. Bu kişiler, bulundukları ortamda idari bir tedbir olarak karantinaya
alınmakta, somut olaydaki gibi birçok kamu çalışanı da test sonucu pozitif olmadan
2021 YILLIK RAPOR 341