Page 380 - 2022-Yillik-Rapor-web
P. 380
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
olay örgüsü bulunan başvurularda idareye başvuru şartı aranmaksızın ortalama 15
günden kısa sürede yazışma yapılmakta, olaya dair hazırlanan doktor raporları, kamera
görüntüleri, ilgili ceza infaz kurumu izleme kuruluna ait raporlar, Türkiye Büyük Millet
Meclisi ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu tarafından hazırlanan raporlar ve
varsa ilgili Cumhuriyet başsavcılıkları ve infaz hâkimlikleri tarafından verilen kararlar
titizlikle incelenip, konu aydınlığa kavuşturulmaya çalışılmaktadır.
Tutuklu veya hükümlüler ile bu kişilerin yakınları tarafından veya avukatlar ve sivil
toplum kuruluşları tarafından Kurumumuza mevcut rapor döneminde iletilen şikâyet
başvuruları hakkında tarafımızca yürütülen inceleme ve araştırmalar kapsamında elde
edilen bulgulardan hareketle Kurumumuzun bu konudaki değerlendirme ve tespitlerine
aşağıda yer verilmektedir:
7.11.1.1.1 Kurum Güvenliği ve Disiplin Meselesi
Ceza tutuk ve infaz evleri ile kolluk işlemlerinin yürütüldüğü mekânlardaki
uygulamalarından kaynaklanabilecek hatalar, kamu mercilerinin diğer sıradan
hatalarından farklı olarak, kişilerin bizatihi maddi ve manevi kişilikleri üzerinde sonuç
doğurabilecek ve telafisi mümkün olmayan hak ihlallerine yol açabilecek kusurlardır. Bu
yönüyle, her ülkede olduğu gibi ülkemizde de söz konusu mekânlardaki uygulamaların
yakından izlenmesi büyük önem arz etmektedir. Yine bu konunun öneminden hareketle,
özgürlüğünden mahrum kılınan tutuklu, hükümlü ve hükümözlü kişilerin barındırıldığı
mekânlarda yürütülen iş ve işlemlerden sorumlu kamu görevlilerinin işlem, eylem
ve uygulamalarının, hukuk kurallarına uygun şekilde yürütülüp yürütülmediğinin
denetimi hususu, sadece adli mercilerin yetki, görev ve sorumluluğu kapsamına
girmemekte; aynı zamanda ve özellikle önleyici tedbir bağlamında idari mercilerin de
yakın nezaretini gerektiren hassas işlemler arasında yer almaktadır.
Ülkemiz son dönemde, ceza adalet sisteminin işleyişinin, insan onurunu gözetecek
şekilde teşkiline yönelik önemli adımlar atmıştır. Bu amaçla 5237 sayılı Türk Ceza
Kanunu’nu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik
Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunu bütüncül bir bakış açısıyla baştan sona gözden
geçirilerek, 2004 yılında yeniden kabul edilmiştir.
Ülkemiz ceza infaz sisteminin işleyişinin temel dayanak belgesi niteliğinde, ceza ve
güvenlik tedbirlerinin işleyişi ile ceza infaz kurumları ve tutukevlerinin yönetimine
dair temel hukuk kuralı olan 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı
Hakkında Kanunu’nun “İnfazda temel ilke” başlıklı 2’nci maddesinde, ceza ve güvenlik
tedbirlerinin infazına ilişkin kuralların, ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet,
doğum, felsefî inanç, millî veya sosyal köken vs. hiçbir konuda ayrım yapılmaksızın
ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınmaksızın uygulanacağı; ayrıca ceza ve güvenlik
tedbirlerinin infazında zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda
bulunulamayacağı güvence altına alınmıştır.
2022 YILLIK RAPOR 379