Page 382 - 2022-Yillik-Rapor-web
P. 382
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
başvurulması gerekmektedir. İç güvenliğin ihlalinin daha ciddi ve öncelikli bir mesele
olarak görülebileceği; buna karşılık kurum disiplinin ihlaline yönelik her eyleme, “zor
kullanarak ve zorlayıcı araçların kullanılması” yolu ile mukabele edilmeyeceği, sadece
mevzuatta öngörülen “disiplin cezaları” ile karşılık verilebileceği değerlendirilmektedir.
Cezaevlerinde yaşanan birçok olayın, kurum iç güvenliğinin ihlalinden çok, kurum
disiplinini bozan bir eylem olarak ortaya çıktığı görülmektedir. Dolayısı ile bu tarz
eylemlerin derhal sonlandırılmasına yönelik fiziki müdahale ve zor kullanma yerine,
bu eylemin niteliği, süresi ve doğurduğu etkiye göre infaz mevzuatından kaynaklanan
yaptırımların (disiplin cezaları) devreye sokulması gerektiği değerlendirilmektedir.
Örneğin Kurumumuza yapılan başvurularda ifade edildiği üzere, “argo konuşma”,
“laubali davranışlar”, “slogan atma” vb. disipline mugayir tüm eylemlere, otomatik olarak
müdahale etmek yerine, bu tarz disiplinsizliklere güç kullanmaya gerek olup olmadığının,
güç kullanımı ile elde edilecek maslahat ile güç kullanımından kaynaklanacak külfetin
mukayese edilmesi gerekmektedir. Bu noktada idare memurlarının, güç kullanmak
sureti ile müdahale yerine, daha soğukkanlı, müzakereci, sabırlı şekilde hareket ederek
ve mevzuattan kaynaklanan güç kullanımından mümkün mertebe kaçınarak, sürekli
bir şekilde hak ihlali iddialarına muhatap olunmaması amacıyla “disiplin cezalarını”
devreye sokmak şeklinde bir strateji izlemesi gerektiği değerlendirilmektedir.
Çünkü güç kullanımı gerçekleştiğinde, sıradan nitelikte nitelendirilebilecek herhangi
bir olay artık adli veya idari mesele haline dönüşebilmekte; güç kullanımına dair
güvence mekanizmalarının (doktor raporu, şikâyet hakkı vs.) devreye girmesi ile
sonuçlanabilmektedir.
Güç kullanımının gerekli olduğunun değerlendirildiği vakalarda ise ceza infaz sisteminde
güvenliğin sağlanması için devreye sokulacak tedbirlerin, temel hak ve özgürlükleri ihlal
etmeyecek şekilde kademeli olarak kullanılması gerekmektedir. Bu ilkenin özellikle,
adli ve idari iç güvenlik bürokrasisinin zaman zaman aşırı güvenlikçi anlayış ile hareket
ederek, her türlü güvenlik ve disiplin ihtiyacını, ‘zor kullanarak ve zorlayıcı araçların
kullanılması’ yolu ile çözüme kavuşturması yönündeki “kolaycı alışkanlığı” göz önünde
bulundurulduğunda daha da önem arz etmektedir.
Bu noktada kamu idaresinin, ceza infaz kurumlarının iç güvenliği ve disiplinini
ihlal eden eylemlere yönelik, olayların ağırlık derecesine göre başvurulabilecek
araçlar ve bu araçların hangi hallerde nasıl kullanabileceğine ilişkin mevzuatı gözden
geçirmesi; görevlilerin, olaylara müdahale etme noktasında “yavaş”, “acele” ve “kararsız”
kalabilecekleri göz önünde bulundurularak, cezaevlerinde görevli personelin şiddet
olaylarına müdahale konusunda tecrübelerinin arttırılması, herhangi bir kararsızlığa
veya aşırılığa meydan bırakmadan ne yapacaklarını önceden bilmesi ve hazırlıklı olması
için düzenli eğitime tabi tutulması, psikolojik olarak güçlendirilmesi ve acil durum
senaryolarının uygulanarak görevlilere tecrübe kazandırılması önem arz etmektedir.
2022 YILLIK RAPOR 381