Page 470 - KDK
P. 470
buna dayanılarak yapıldığı için her iki idare tarafından tesis edilen iş-
lemin birbirinden ayrılamayacağı, dolayısıyla İçişleri Bakanlığı tarafın-
dan vize işleminin reddinin adil yargılanma hakkı ilkesi kapsamında
ele alınıp değerlendirilmesi gerektiği kanaati ve sonucuna varılmıştır.
41) Sözleşmenin “Adil Yargılanma “başlıklı 6’ncı maddesi birinci
fıkrasında kavram, “… medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmaz-
lıklar ya da cezai alanda … yöneltilen suçlamaların… yasayla kurulmuş,
bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul
bir süre içinde görülmesini isteme hakkı…”, şeklinde tanımlamakta, deva-
mında “Bir suç ile itham edilen herkesin suçluluğu sabit oluncaya
kadar suçsuz sayılacağı”, düzenlenmektedir. Kavramın başvuru
konusunu doğrudan ilgilendiren yönü ile ilgili olarak 6’ncı maddenin
üçüncü fıkrası c) bendinde ise, bir suç ile itham edilen herkesin “ken-
disini bizzat savunmak veya seçeceği bir müdafinin yardımından
yararlanmak “hakkı hüküm altına alınmıştır.
Ceza yargılaması açısından özellikle öne çıkan “kendini bizzat sa-
vunma “hakkı davaların hakkaniyete uygun şekilde işlemesinin en
temel teminatlarından birisidir. Bu hak; “kendi kendini savunma”,
“tanıkları sorgulama”, “silahların eşitliği”, “mahkemeye erişim”,
“kişisel olarak huzurda bulunma ve kamuya açık olma”, “etkili ka-
tılım “ve “savunma yapmak için yeterli zaman ve imkân verilmesi
“unsurlarını da içermektedir.
42) AİHS 6. maddesinin lafzında “Mahkemeye erişim hakkı “konu-
sunda açık bir ifade bulunmamakla birlikte, mahkemeler önünde hak
arayan bir bireyin mahkemelere erişim hakkını koruması gerektiği
açıktır. Nitekim bu hakkın değerlendirildiği Golder/İngiltere (Baş-
vuru No: 4451/70, 21/2/1975) kararında 6. madde uyarınca ta-
raflara sağlanan güvenceler ayrıntılı olarak tanımlanırken, öncelikle
bu teminatlardan faydalanılmasına imkan tanıyan “mahkemeye erişim
hakkının “güvenceye alınması gerektiği belirtilmiştir. Bunun yanısıra
AİHM, ceza davalarında sanığın duruşmalarda hazır bulunma-
sı gerektiğini kararlaştırmıştır. (Bkz. Ekbatani İsveç’e karşı,
26/5/1988, 25. par.) Ancak, açıkça ifade etmek şartıyla duruşma-
larda hazır bulunma hakkından feragat etmek mümkündür.
Bununla birlikte feragat halinde dahi, müdafi bulundurma hakkı-
nın kuşkusuz ki saklı tutulması gerektiği kabul edilmektedir. Hukuk
KAMU DENETÇILIĞI KURUMU 465