Page 133 - geri itme ozel raporu son
P. 133
“Pushback” of Human Rights / Ege Denizi’ndeki Geri İtmeler ve Boğulan İnsan Hakları Özel Raporu
ken Kabul ve Yardım Merkezine (CSPA) transfer edildikleri ve ilk yardım yapıldıktan sonra yetkililer
tarafından kimliklerinin alındığı (§ 11-12),
İtalyan Hükümeti, ilgili göçmenlerin her biri için bireysel “bilgi formları” doldurulduğunu iddia etmek-
teyken, başvuranların buna itiraz ettiği, 22 Eylül 2011 sabahı başvuranların önce uçakla Palermo’ya,
daha sonra karaya çıktıktan sonra oradaki limanda demirleyen gemilere nakledildiği, başvuranların,
buradaki tutulma koşullarının kötü olduğunu, kendilerini sürekli gözetim altında tutan polis tarafın-
dan hakarete ve kötü muameleye maruz bırakıldıklarını ve yetkililerden herhangi bir bilgi almadık-
larını iddia ettikleri, birkaç gün gemilerde kaldıktan sonra 27 Eylül 2011 tarihinde ikinci ve üçüncü
başvuranın, 29 Eylül 2011 tarihinde ilk başvuranın Tunus’a gönderilmek üzere Palermo havaalanına
götürüldüğü, göçmenlerin uçağa binmeden önce Tunus Konsolosu tarafından karşılandığı, İtalya ve
Tunus arasındaki Nisan 2011 tarihli anlaşma uyarınca kimlik bilgilerinin kaydedildiği, başvurucuların,
başvurularında İtalya’da kaldıkları süre boyunca kendilerine herhangi bir belge verilmediğini ileri sür-
düğü görülmektedir (§ 15-19).
AİHM 2. Dairesi, 27 Kasım 2012 tarihinde, oy çokluğuyla, başvuruyu kısmen kabul edilebilir bulmuş,
başvuranların Vincent ve Audace gemilerinde tutuldukları koşullar nedeniyle Sözleşme’nin 5. mad-
desinin 1, 2 ve 4. fıkralarının ihlal edildiğine ve Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlal edilmediğine; ikiye
karşı beş oyla ise başvuranların Contrada Imbriacola Erken Kabul ve Yardım Merkezinde tutuldukları
koşullar nedeniyle Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlal edildiğine ve ayrıca Sözleşme’nin 3. maddesi, 4
No’lu Protokol’ün 4. maddesi ve Sözleşme’ye Ek 4 No’lu Protokol’ün 4. maddesi ile bağlantılı olarak
Sözleşme’nin 13. maddesinin ihlal edildiği yönünde karar vermiş, başvuru Hükümete tebliğ edilmiştir.
İtalyan Hükümeti 1 Aralık 2015 tarihinde, davanın Büyük Daireye gönderilmesini talep etmiş ve 1 Şu-
bat 2016 tarihinde, Büyük Daire bu talebi kabul etmiştir (§ 4-5).
Büyük Daire kararında, İtalya topraklarında bulunan başvuranların bu devletten çıkarılıp ken-
di istekleri dışında Tunus’a geri gönderildiklerine ve böylece 4 No’lu Protokol’ün 4. maddesi
anlamında bir “sınır dışı etme” teşkil ettiğine dair hiçbir şüphe olmadığını; başvuranların İtalyan
memurlar tarafından CSPA’ya varışlarından hemen sonra ve Tunus Konsolosu tarafından Tunus’a gi-
den uçaklara binmeden önce, iki durumda kimliklerinin tespit edildiği gerçeğine itiraz etmediklerini;
ancak tarafların ilk kimlik tespitinin şartları konusunda anlaşamadıklarını, Hükümet’in bir tercüman
veya kültürel arabulucu eşliğinde gerçekleştirilen ve ardından yetkililerin kişisel verileri ve her bir
göçmene özgü koşulları içeren bir “bilgi formu” doldurduğunu belirttiğini, başvuranların ise İtalyan
makamlarının herhangi bir tercüman veya bağımsız hukuk danışmanı bulunmadan kişisel durum-
larını hesaba katmadan sadece kimliklerini ve parmak izlerini kaydettiklerini, buna dair hiçbir kanıt
bulunmadığını ifade ettiklerini, Hükümet’in, başvuranların bilgi kağıtlarını ibraz edememelerini ge-
rekçelendirmek için makul bir açıklama sunduğunu, yani bu belgelerin CSPA’daki yangında yok edildi-
ğini, başvuranların, Hükümet’in doksan dokuz sosyal operatör, üç sosyal hizmet uzmanı, üç psikolog
ve sekiz tercüman ve kültürel arabulucunun CSPA’da çalıştığına ilişkin görüşüne itiraz etmediklerini,
Şubat 2011’den itibaren tercümanların ve kültürel arabulucuların Lampedusa üzerinde çalıştığını ve
bu kişilerin göçmenler ve İtalyan makamları arasındaki iletişimi ve karşılıklı anlayışı kolaylaştırmak için
müdahale ettiğini varsaymanın mantıklı olduğunu, fotoğraf ve parmak izlerinin alınmasından ibaret
131