Page 46 - Karabağ Raporu
P. 46
44 Karabağ İnsan Hakları İnceleme Raporu
Camiilerini, türbeleri ve ekmek müzesinin kalıntılarını incelediklerini, Cuma
Camii’nin yapısal olarak çok zarar görmediğini, ancak Giyaslı Kent Camii’nin
komple yıkıldığını gördüğünü, kalıntılarda ateş izlerinin bulunduğunu, türbelerin
de zarar görmüş olduğunu, türbelerin hayvan barınağı olarak kullanıldığını
öğrendiklerini, türbelerle aynı alanda üzerinde Osmanlıca yazılar bulunan mezar
taşlarına rastladıklarını ve hatta yetkililerin zarar görmüş olan bu mezar taşlarının
farkında olmadıklarını, kendilerinin gösterdiklerini, mezar taşlarının tarihî ve
demografik araştırmalar bakımından büyük değer taşıdıklarını, bu nedenle ne
türbelere ne de mezar taşlarına asla zarar verilmemesi gerektiğini ifade etmiştir.
Bahse konu tespitler, Ermenilerin işgal süresince kültürel malları korumadıkları
gibi kasti olarak zarar verdiklerini ve söz konusu mallara saygısızlık ettiklerini,
dolayısıyla uluslararası insancıl hukuku açık bir şekilde ihlal ettiklerini
göstermektedir. Şuşa’nın gözlemlerimiz açısından Ağdam’dan farkı Şuşa’nın
konumu itibarıyla çok saldırıya maruz kalmamış olması, ancak kültürel malların
bakımsızlık nedeniyle zarar görmüş olmaları, duvarlarına yazılar yazılarak tahrip
edilmeleri ve Hurşidbanu Natevan’ın müzeye dönüştürülmüş sarayının içindeki
tüm eserlerin/eşyaların boşaltılmış olmasıdır. Ziyaret edilen Aşağı Gövher
Caminin ibadete imkân vermeyecek ölçüde hasarlı olduğu görülmüştür. Diğer
taraftan çalışmamız çerçevesinde Şuşa için kültürel öneme sahip, Şuşa’lı müzisyen,
halk sanatçısı, tenor Murtaza Memmedov veya bilinen adıyla Bülbül’ün müzeye
dönüştürülen evinin bahçesinde bulunan büstün parçalandığı, Valilik bahçesinde
Azerbaycan milli marşının bestecisi Üzeyir Hacıbeyli’ye ait büstün bulunduğu
ancak büstün çok sayıda mermiye hedef olduğu görülmüştür. Kültürel olarak
Azerbaycan halkı için büyük öneme sahip iki şahsa ait büstlerin saldırıya hedef
olması ve tahrip edilmesi dikkat çekmektedir. Bir şahsın heykeline ait baş
bölgesinin mermi ve diğer silahlarla hedef alınması bir nefret göstergesi olarak
algılanmaktadır. Dolayısıyla Şuşa’daki gözlemlerimiz neticesinde de kültürel
malları korumak için Ermenistan tarafından herhangi bir önlem alınmadığı,
aksine kültürel malların bir kısmına kasten zarar verildiği, Hurşidbanu Natevan’ın
müzeye dönüştürülmüş sarayının yağma edilerek içindeki eserlerin yok edildiği,
tüm bunların da uluslararası insancıl hukuku açık bir şekilde ihlali olduğu tespit
edilmiştir.