Page 105 - kdk-sempozyum-1
P. 105
bedel alınması, artık kabul edilmektedir. Zira eşitliği sağlama gereği, kamu hiz-
metleri karşılığı bir “bedel”in alınması kabul edilmektedir. Ancak bu bedelin ni-
teliği konusunda tartışmalar mevcuttur. Bunun bir fiyat mı, ücret mi, vergi, resim
harç ve benzeri mali yüküm mü, katkı payı mı, yahut içinde kâr var mı, yok mu
gibi. Şüphesiz bu ayrı bir tebliğ konusudur. (Bunun tartışıldığı (atıksular karşılığı
alınan bedelin niteliği) bir Anayasa Mahkemesi kararı için bkz. AyM, E. 1990/18,
K. 1991/4, KT. 14.02.1991, RG. 08.05.1991, sy. 20865). Yalnız bu konuda sizlere çok
çarpıcı bir örnek vermek istiyorum. 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İda-
resi Kanunu’nun 23. maddesinde, su tarifelerinin belirlenmesinde “%10’dan aşağı
olmayacak nispetinde bir kar oranı esas alınır” cümlesi bulunmaktaydı. Ancak
Anayasa Mahkemesi, bu cümlenin, “%10’dan aşağı olmayacak nispetinde” kısmını,
hukuki güvenlik ve belirlilik ilkesi gereği kârlılık oranının üst sınırının da gösteril-
mediği gerekçesiyle iptal etmiştir. Buna karşılık, “bir kâr oranı esas alınır” kısmını,
su hizmetinin verimli bir şekilde sürdürebilmesi, daha kaliteli ve etkin bir şekilde
hizmet sağlanabilmesi, yatırımlarda bulunulabilmesi için ihtiyaç duyulan mali
kaynağın bulunması gerektiği gerekçesiyle iptal etmemiştir (AyM, E. 2011/6, K.
2012/16, KT. 26.01.2012, RG. 21.07.2012, sy. 28360).
Kamu hizmetleri, i. kamu tüzel kişileri tarafından görülebilir. Kamu tüzel kişileri,
kendi araç ve gereçleri ile kendi personeli ile kamu hizmetini görür. Örneğin,
emanet usulü. Kamu hizmetleri, ii. özel hukuk kişileri tarafından görülebilir. Bura-
da özel kişilerin özel faaliyetleri dışında bir şeyden bahsediyoruz. Bu bağlamda
özel hukuk kişileri, a. özel kesimde yer alan özel hukuk kişileri olabilir. Kamu hiz-
metinin özel hukuk kişilerine gördürülme usullerinden başlıcaları imtiyaz usulü,
müşterek emanet usulü, iltizam usulü ve ruhsat usulüdür. b. Kamu kesiminde yer
alan özel hukuk tüzel kişileri olabilir. Doktrinde böyle bir ayırım da yapılmakta-
dır. Bunların kuruluş aşamasında kamusal irade rol oynamaktadır. Asıl ilginç olan-
lar da bunlardır. Kamu iktisadi teşebbüsleri (Doktrinde KİT’lerin emanet usulü ile
kamu hizmeti gördüğü kabul edilmektedir. Bkz. Gülan, s. 54), sosyal yardımlaşma I. Uluslararası Kamu Denetçiliği (Ombudsmanlık) Sempozyumu
ve dayanışma vakıfları, teşkilatı güçlendirme ve veya destekleme vakıfları bunla-
ra örnek olarak verilmektedir.
Bu anlattıklarımız çerçevesinde Kamu Denetçiliği Kurumu’nun görev alanına
baktığımızda, acaba neler söyleyebiliriz?
Bir defa 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu’nun 1. maddesinde Kanu-
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU 105