Page 133 - kdk-sempozyum-1
P. 133

Yargıçtan ayrılan bir yönü de hiçbir şikâyette bulunulmasa bile, re’sen harekete
          geçip, soruşturma-kavuşturma yapabilmesi,  bir meseleyi inceleyebilmesidir.

          “Gazetelerde  şu  veya  bu  idareye  karşı  yöneltilmiş  bir  tenkit  gördüğü  zaman
          derhal girişimde bulunup duruma el koyabilir. Bunun yanında senenin belirli bir
          bölümünü idareyi askeri kışlaları ve mahkemeleri teftiş etmekle geçirir. İdari ko-
          misyonlara katılır. Mahkeme duruşmalarında hazır bulunur, askeri kışlalarda as-
          kerlerin üstlerinden korktukları için yazamadıkları şikâyetleri sözlü olarak dinler.

          Ombudsman soruşturma yaparken teftiş etmek, sorguya çekmek, komisyon ya
          da mahkeme seanslarında hazır bulunmak her türlü belge ve bilgiler istemek,
          dosyaları getirtmek yetkili kişilere telefon etmek gibi gerekli

          Gördüğü yönteme başvurabil(ir.)”   mektedir.
                                       30
          İsveç Ombudsmanın yaptığı faaliyetleri yargı ile kıyasladığımızda “Bu kadar geniş
          faaliyet alanı ve serbestisi bulunan Ombudsmanın tipik bir özelliği de hiçbir ka-
          rar alma yetkisinin bulunmayışıdır. Her türlü yöntemle meseleyi inceler, gerçek
          durumu saptar, vardığı sonuçları, görüşlerini ve tenkitlerini idareye bildirir ida-
          reden tutumunu davranışlarını değiştirmesini isteyebilir. Yüksek prestij ve nüfu-
          zunu kullanabilir. Ancak uygulanması zorunlu kararlar alamaz. İdareyi mahkûm
          edemez, bir idari işlemi iptal edemez, bir memur hakkında disiplin cezası uygula-
          yamaz. Fakat bir memurun veya yargıcın hata yaptığı kanaatine varırsa, o memura
          veya yargıca karşı kovuşturma yapılması için durumu disiplin ya da ceza yargısı
          yerlerine aksettirebilir.

          Ombudsmanın girişimlerini, soruşturmalarını, teftişlerini, açıkladığı, aksaklıklara
          işaret ettiği, tenkit ve ithamlarını sıraladığı ve son derece etkili olan Ombuds-
          man raporlarında yer almakta hiçbir idarenin hoşuna gitmemektedir.
          Zira bir raporda yer alan idareler parlamentonun bir komisyonunda, daha sonra  I. Uluslararası Kamu Denetçiliği (Ombudsmanlık) Sempozyumu
          da genel kurulda ağır eleştirilere tabi tutulmaktadırlar.
          Daha sonra da rapor kamuoyuna açıklanmakta, yapılan tenkitleri kendine mal
          eden basın da soruna el atıp bu idareleri eleştirmektedir.”  31

          İşte bu durum yargı kararından çok daha etkili sonuçlar doğurmakta olduğunu
          söyleyebiliriz.
          30. OYTAN, Agm., ss.197-198
          31. OYTAN, Agm., s.198

          KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU                                                   133
   128   129   130   131   132   133   134   135   136   137   138