Page 206 - soma rapor 30122014
P. 206
2.2.5. Sendikaların İş Sağlığı ve Güvenliği Alanındaki Rolü
Yeraltı kömür madeni ocaklarındaki iş güvenliği koşullarına ilişkin incelemelerimizde
karşılaştığımız bir diğer önemli husus, işçi sendikalarının iş güvenliği alanındaki ilgi
düzeylerinin ve bilgi birikimlerinin eksikliği olmuştur. İş kazalarının önlenmesinde, çalışma
hayatında yer alan her aktörün sorumluluğu bulunduğu gözden kaçırılmamalıdır.
Ülkemizde işveren kesiminin olduğu gibi, işçiler ile sendikaların iş sağlığı güvenliği
bilinci ve kültürünün yeterli düzeyde olmadığı açıkça ortadadır. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu
İş Sözleşmesi Kanunu ile sendikalara doğrudan iş güvenliği ve sağlığı konusunda açıkça görev
verilmemiş olsa dahi, işçi ve işveren arasında çalışma şartlarını müzakere etmek ve toplu iş
sözleşmelerinde iş sağlığı ve güvenliği ile eğitim konularını da gözeten sendikaların, bu konuda
faaliyetlerde bulunması gerekmektedir. Fakat işçi sendikalarının geneli için iş sağlığı güvenliği
koşullarının gündemlerinde son sıraları işgal ettiklerini söylemek yanlış olmayacaktır.
Sendikaların örgütsel yapılarına bakıldığında dahi, iş sağlığı ve güvenliği alanına yeterince
eğilmedikleri kolaylıkla anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 301 işçimizin ölümü ile neticelenen kazanın yaşandığı maden
işletmesinde sendikal örgütlenme yapılmıştır. Bununla beraber, gerek sendika şubesi gerekse
konfederasyon düzeyinde gerçekleştirilen görüşmelerde, işyerinde iş sağlığı güvenliğini
kurallarına uyulup uyulmadığına ilişkin herhangi bir izleme mekanizması bulunmadığı ifade
edilmiştir.
Gerek sendika yöneticilerinin vermiş oldukları beyanatlar gerekse sendikaların
faaliyetlerini yoğunlaştırdıkları alanlar, önceliğin ‘işçilerin evlerine ekmek götürebilmesine’,
yani istihdam, iş güvencesi, ücret ve sosyal haklara verildiğini göstermektedir. Türkiye’de karşı
karşıya bulunduğumuz işsizlik sorunu göz önüne alındığında, belirli ölçülerde makul
karşılanabilecek olan bu yaklaşımın devamında, maalesef işçiler ile birlikte sendikaların da iş
sağlığı ve güvenliği açısından üzerlerine düşen hususları yerine getirmeksizin işi akışına
bırakma anlayışıyla hareket ettiği anlaşılmaktadır. “Bize bir şey olmaz” düşünce tarzı ile gerekli
önlemlerin alınmadığı durumlar, yaşanan iş kazalarının büyük kısmının önlenebilir olduğunu
gösteren güvenlik kültürü raporlarına acı istatistikler olarak kaydedilmektedir.
Yaşanan büyük iş kazalarından sonra sendika ve konfederasyon yetkililerinin vermiş
oldukları demeçlerde iş güvenliğinin tesis edilmesine yapılan vurgu elbette önemlidir. Ancak
bu iradenin, kazalar yaşanmadan önce ortaya konması gerekmektedir.
192