Page 54 - soma rapor 30122014
P. 54
2.4. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Ölümle Sonuçlanan Afet ve Kazalarda
Devletin Sorumluluğuna İlişkin Örnek Kararları
Bu çalışmanın kapsamı ve amaçları doğrultusunda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
bağlamında ölümle sonuçlanan kazalarda devletlerin sorumluluğu konusuna değinmek yararlı
olacaktır.
2.4.1. Öneryıldız/Türkiye Kararı
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ölümle sonuçlanan kazalarda devletin
sorumluluğuna ilişkin içtihadını ve genel ilkelerini Mahkemenin 30.11.2004 tarihinde karara
bağladığı Öneryıldız-Türkiye davasında görebilmek mümkündür.
Söz konusu dava Türk vatandaşı olan A.N. Çınar ve M. Öneryıldız’ın Türkiye
Cumhuriyeti aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yaptıkları başvurudan
kaynaklanmıştır. Şikayetçiler başvurularında; sözleşmenin yaşam hakkına dair 2’nci maddesi,
özel hayata ve aile hayatına saygı hakkına ilişkin 8’inci maddesi ve etkili başvuru (etkin çare)
hakkına dair 13’üncü maddesi ile sözleşmeye ek 1 numaralı protokolün mülkiyetin
korunmasına ilişkin 1 inci maddesine dayanarak, 28/4/1993 günü İstanbul ili Ümraniye
ilçesinde belediyeye ait çöplük alanında meydana gelen metan gazı patlaması sonucu
yaşamlarını yitiren yakın akrabalarının ölümlerinden ve mülklerinin zarara uğramasından yerel
idarelerin sorumlu olduğunu iddia etmişlerdir. Şikâyetçiler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine
yaptıkları başvuruda ayrıca açılan davalarda sözleşmenin adil yargılanma hakkına dair 6’ncı
maddesinin birinci fıkrasında yer alan adil ve makul sürede yargılama ilkelerine
uyulmadığından da yakınmışlardır.
Bu başvuru Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 1’inci Dairesince karar bağlanmış olsa
da, Türkiye Cumhuriyeti’nin talebi doğrultusunda Büyük Divan’a yönlendirilmiştir. Büyük
Divan’ın şikayete ilişkin kararı ise 30/11/2004 tarihinde kesin hüküm altına alınmıştır.
L.C.B.-İngiltere, Guerra ve diğerleri –İtalya, Calvelli ve Ciglio-İtalya gibi Mahkeme
kararlarına atıf yapan Mahkeme, sözleşmenin 2’nci maddesinde belirtilen yaşam hakkının
korunmasının çöp toplama etkinliğinin yarattığı tehlikeler nedeniyle bu konu için de geçerli
olduğunu vurgulamıştır. Bu nedenle de, devletlerin 2’nci madde uyarınca sahip olduğu,
topraklarında yaşayan insanların yaşamlarını korumaya yönelik gerekli önlemleri alma kesin
yükümlülüğünün söz konusu dava için geçerli olduğuna karar vermiştir.
Bu bağlamda Mahkeme, sözleşmenin yaşam hakkına dair 2’nci maddesinin yalnızca
Devleti temsil eden kişilerin güç kullanması sonucu meydana gelen ölümleri kapsamadığını;
40