Page 58 - soma rapor 30122014
P. 58

korunmasını  sağlayacak  idari  ve  yasal  bir  çerçevenin  oluşturulması  konusundaki

               sorumluluklarını yerine getirmemişlerdir.”

                     Görüldüğü üzere, AİHM, yaşam hakkının korunması için devletin gerekli idari ve yasal
               çerçeveyi oluşturmak, buna ilişkin tedbirleri almak konusunda pozitif  bir yükümlülüğü olduğu

               yönünde  karar  vermektedir.  Bu  noktadan  hareketle;  devletin  madencilik  faaliyetlerinin

               risklerini öngörerek bu riskleri en aza indirmek için gerekli yasal ve idari düzenlemeleri yapma
               yükümlülüğü bulunmakta  olup, bu konuda gerekli tedbirlerin alınmaması sonucunda meydana

               gelecek olan can kaybı ve yaralanmalardan devletin sorumluluğunun gündeme gelebilecektir.


                     2.4.3. Oruk/Türkiye Kararı

                     Avrupa  İnsan  Hakları  Mahkemesi’nin  tehlikeli  faaliyetler  alanında  devletin

               sorumluluğunun belirlenmesi  açısından yeni tarihli bir karar olması nedeniyle Oruk/Türkiye
               kararının ayrı bir önemi bulunmaktadır. (Karar Tarihi: 04 Şubat 2014)


                     Başvuruya  konu  olayda;  Bölükçam  Askeri  Atış  Alanı  yakınlarında  konuşlanan

               Kahramanmaraş ili, Pazarcık İlçesi,  Denizli Köyü’nde, bir havan mermisinin 29 Ekim 1993

               tarihinde infilak etmesi, yaşları 5 ile 14 arasında olan altı çocuğun ölümüne sebep olmuştur.
               Başvuranın  1983  doğumlu  oğlu  Deniz,  bu  patlamada  hayatını  kaybeden  çocuklar  arasında

               bulunmaktadır.

                     Başvuran,  kendisiyle  ilgili  olarak,  oğlunun  acı  ölümüyle  girdiği  psikolojik  depresyon

               durumu sebebiyle öngörülen bir (1) yıllık süre içerisinde tazminat davası açamadığını iddia
               etmiştir.  Başvuran, doktorunun tavsiyesiyle İsviçre’de psikiyatrik tedavi altına alındığını ve

               kendisinde anksiyete bozukluğu, uyku düzensizliği, karanlıktan korkma, klostrofobi ve panik
               atak sorunlarının tespit edildiğini belirtmiştir. Başvurana göre, oğlunun ölümünden sorumlu

               olanlar aleyhinde dava açılmaması ve bu kişilerin cezalandırılmamış olması çok acı çekmesine

               sebep olmuştur.

                     AİHM, öncelikle, Sözleşme’nin 2. maddesinin 1. fıkrasının, devletlere sadece kasten ve

               hukuka  aykırı  aykırı  öldürmekten  kaçınma  değil,  ayrıca  kesin  olarak  belirlenmiş  söz
               konusu bazı koşullarda, kendi egemenliği alanında bulunanların yaşamlarını korumak

               için uygun önlemler alma yükümlülüğünü de getirdiğini belirtmiştir.

                     Mahkemeye göre, Sözleşme’nin 2. maddesi anlamında, yaşam hakkının korunması için

               gerekli  bütün  tedbirleri  alma  pozitif  yükümlülüğü,  Devletler  için,  her  şeyden  önce  yaşam





                                                           44
   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62   63