Page 686 - temel-haklar
P. 686
Başvurucunun bulunduğu İzmir şehri ile ailesinin ikamet yeri olan
Samsun şehirleri arasındaki karayolu mesafesi yaklaşık olarak 1.000
km’dir. Diğer yandan, başvurucunun ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezasından hükümlü olduğu göz önüne alındığında, ailesi tarafından
ancak on beş günlük aralıklarla ve günde bir saati geçmemek üzere zi-
yaret hakkı bulunmaktadır. Dolayısıyla başvurucunun ailesi, en fazla
bir saatlik her ziyaret için toplamda 2.000 km civarında karayolu yol-
culuğu yapmak durumunda olup, bu mesafedeki bir yolculuğun ziyaret
hakkı üzerinde kısıtlayıcı etki doğurması olağandır.
27.5. Samsun ile İzmir şehirleri arasında havayolu ile ulaşım da
mümkündür. Havayolu ile ulaşımın daha hızlı ve rahat olacağı söylene-
bilecek ise de, bu durumda ulaşım masraflarının önemli ölçüde artması
söz konusu olabilecektir. Ayrıca, iddia edildiği gibi başvurucunun an-
nesinin rahatsızlığı söz konusu ise havayolu ile ulaşımın da külfet veri-
ci olması kuvvetle muhtemeldir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendi-
rildiğinde, başvurucunun aile hayatına saygı hakkına bir müdahalenin
varlığından söz etmek mümkündür ve sonuçta böyle bir müdahalenin
hukuka uygun kabul edilebilmesi için, kanuni bir dayanağının olması,
meşru bir amaca yönelik olması ve en nihayetinde orantılılık ilkesine
uygun olması gereklidir.
27.6. 5275 sayılı Kanun, hükümlü ve tutukluların, ailelerinin ika-
met yerlerine yakın ceza infaz kurumlarına yerleştirilmelerine yöne-
lik emredici bir hüküm içermemektedir. Diğer yandan, mezkûr Ka-
nun’un 56’ncı maddesinde, ceza infaz kurumlarının kapsama
gücünün aşılması gibi zorunlu nedenlerle, hükümlülerin ko-
numlarına uygun başka kurumlara nakledilebileceği düzenlen-
miştir. İdareden alınan bilgi ve belgelerin incelenmesinden anlaşıldığı
üzere, başvurucunun mahsusen naklini talep ettiği ceza infaz kurum-
larının, bir tanesi haricinde, kapsama gücü aşılmıştır. Vezirköprü M
Tipi Kapalı Ceza İnfaz kurumunda ise, henüz kapsama gücü aşılma-
makla birlikte, % 98 gibi yüksek bir doluluk oranı bulunduğu İdare ta-
rafından bildirilmiştir. Bu bağlamda öncelikle vurgulamak gerekir ki,
ceza infaz kurumlarında yaşanan kapasite yetersizliği oldukça önemli
bir sorun olup, bu sorunun çözümüne yönelik tedbirler, AİHS’nin
3’üncü ve Anayasa’nın 17’nci maddeleri ile koruma altına alınan “hiç
kimsenin işkenceye veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele veya
cezaya tabi tutulamayacağına” ilişkin temel hak ile yakından ilişkilidir.
KAMU DENETÇILIĞI KURUMU 681